FEMINIST HUKUK KURAMININ TEMEL SORUNSALLARI ÜZERINE

ÖZET

OCAK 2024, ANTALYA

                Feminizm, geçmişten günümüze tartışılagelen, tarih kitaplarında ana akım tarafından övülen erkeklerin bu kitaplarda övülen eril tahakküm , ilişkisinin nedenlerini araştıran çözümler getirmeyi amaçlayan aydınlık bir ideoloji olup bir çok esere ve makaleye konu olmuş bir mücadeleler silsilesidir. Bu bakımdan pek çok açıdan sorgulanmış olan bir ideolojiyi araştırmak için makalemizi üç kısma ayırdık. Birinci kısımda feminist ideolojinin toplumsal düzene sahip araçları gerçekleştirebilecek imkana sahip olup olmadığını kendi bakış açımız ve literatürün ışığında açıklayacağız. İkinci kısımda feminizmin modern toplumlarda kadın erkek ihtiyaçlarına karşılık verebilecek bir yapıda olup olmadığı sorusunu çok boyutlu bir şekilde yanıtlayacağız. Üçüncü kısım ise makalemizin en can alıcı kısmını oluşturacaktır. Çağlardan beri süregelen Feminizm ve Eril Tahakküm ilişkisini analiz edip eril tahakkümün tüm toplumlarda varlık gösterdiği tespitine ulaşıp bu tahakkümün varlık göstermediği bir politik toplumun olup olamayacağını analiz edeceğiz.


Anahtar Kelimeler : toplumsal cinsiyet ,ideoloji, eril tahakküm ,düzen ,imkanlar 

BIRINCI BOLUM

                  MacKinnon , radikal feminist hukuk profesörü ,kadınların  grup olarak ayaklanıp ,kalabalıklara karışması gerektiği ,kadın hakları anlayışının feminist bakımdan yorumlanışını güncel sorunlarla ilişkilendirmesi makalemizin bu kısmı bakımından çıkış noktası oluşturacaktır.İlk olarak kendisinin literatüre kazandırdığı bir kavramla başlayalım , bilinç yükseltme.Bilinç yükseltme süreci, kadınların durumunun çağdaş feminist aracılığıyla yeniden şekillendirilip paylaşımda bulunulduğu bir süreçler silsilesidir.¹ 


                İkinci olarak, liberal devletin radikal feminizm açısından yorumlanışını ele alalım. Liberal devlet düzeni sınıftan ne kadar ayrışmış gibi kendini gösterse de cinsiyetten ayrışmış bir yapı değildir. Eril dil ve eril tahakküm tüm sistemi hegemonyası altına alır. Zor kullanır ,epistemik ,yasal hale gelmiştir. Âdeta düzenin ta kendisi olmuştur. ²


                Üçüncü Olarak MacKinnonun bir meta olarak tanımladığı cinselliğin feminist literatür bakımından yorumlanışını ele alalım. Feminist anlayışın perspektifi bakımından ortaya çıkan cinsler arası ilişki, daha öncesinden varlık gösteren, toplumsal bölünmelerin  meydana geldiği  veya gelmediği, sır olarak kalan bir ilişki his ,eyleme geçme durumu değildir. Toplumsal Yaşamın tamamını etkisi altına alan yaygınlaşmış bir bakış açısıdır, ona benzeyen bir şekilde toplumsal cinsiyet meydana gelir veya oluşturulur. ³

               Bana göre günümüz toplumları maddi anlamda kadın erkek eşitliğine dayalı düzeni meydana getirebilecek araçlara sahiptir ama onları kullanamamaktadır çünkü liberal dil eril tahakküm liberal paradigma tarafından bu kullanım engellenmiştir.


              Maddi anlamda kadın erkek eşitliğini sağlamanın tek yolu hukukun sınırları dışarısına çıkarak kadınların grup aidiyetinin bilincinde haklarını aramasından kalabalıklara dönüşmesinden geçer.


              Eril dil tüm kurumlara sirayet etmiştir çözüm kurumların iradesini tanımamaktan, kadın erkek eşitliğinin ,sağlanmasının yolu ise yoktur dolayısıyla ,bu yolu sağlamanın yolu radikal bir bakış açısıyla ,tüm kadınların birlik olması ve hak arayış özgürlük mücadelesinden geçmektedir.

 

 ¹ MacKinnon A.C.,3.Baskı  Feminist Bir Devlet Kuramına Doğru , İstanbul ,Metis Yayınları  ,s..108.

 ²MacKinnon A.C,,Feminist Bir Devlet Kuramına Dogru ,s.199.

 ³MacKinnon A.C.,Feminist Bir Devlet Kuramına Dogru ,s..155.


IKINCI BOLUM


                  Bu soruyu doğru bir şekilde cevaplayabilmek için ilk önce örselenmiş kadın sendromu, kadın suçluluğu, kavramlarına yönelik bir çıkmazda, analiz yapmamız gerektiği düşüncesindeyiz.


              Örselenmiş Kadın Sendromu; Eşleri veya birlikte yaşadıkları kişilerce düzenli bir şekilde ruhsal ve bedensel şiddet etkisi altında kalan kadın olarak tanımlanmıştır. ⁴

               Kusurluluk konusunda Türk Ceza Hukukunda tanımlanmış iki anlayış vardır .Bu iki         anlayıştan birincisi ,psikolojik anlayış ,ne göre fail ile fill arasında oluşan bir nedensellik bağından ibarettir.⁵ Bazı görüşlere göre bizzat fiilin fail tarafından yerine getirilmesi yeterli değildir. Meşru müdafaa ve haksız tahrik durumları meydana gelebilmektedir. Kusurluluğu kaldıran iki unsur olan meşru müdafaa ve haksız tahrik durumları.⁶ 

              Tam bu noktada yargının bizce eril perspektifte olan haksız tahrik kararlarını irdelemek gerektiği kanısındayız. ⁷


‘’

            Cinsiyet eşitsizliğine dayanan ayrımcı geleneğe ve veya toplumsal ahlaka referansla hukukun içine dahil ettiği gerekçesiyle komisyonda ve dokrinde eleştirilen bir çok kararla karşılaştım. Bunların arasında İş , Aile ,İdare Mahkemeleri gibi hemen her yargı kolundan verilmiş kararlar vardı. 

                                                                                                                                                                                     ‘’ ⁸


‘’  

           Türkiye ‘de feminist hukukçuların  ‘’ erkeklik indirimi ‘’ adını verdikleri haksız tahrik indiriminin uygulanmasında  erkekliğin ne anlama geldiği adına erkeklik indirimi denecek kadar mı derin bir cinsiyetler arası eşitsizliğe  sebep olduğu gündelik pratikler ve söylemlerdeki eril tahakküm kodlarının ve erkeklik hallerinin kararlara nasıl yansıdığı gibi bir dizi soruyu hangi olgusal bağlamda ve hangi kuramsal bilgiler ışığında sorup yanıt aradığını bu başlıkta anlattım.   ⁹                                                                                                                                                                                 

                                                                                                                                                                        ‘’  

 ⁴Birdal Y.,2022 Örselenmiş Kadın Sendromu ve Kadın Suçluluğu, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul ,44.

  ⁵Birdal Y,,Örselenmiş Kadın Sendromu ve Kadın Suçluluğu ,s.80.

 ⁶Birdal Y,,Örselenmiş Kadın Sendromu ve Kadın Suçluluğu s.88.

⁷ Atılgan Ü.E.2015,,Haksız Tahrik Kararlarında Eril Tahakküm Kodları , s.17.

 ⁸Atılgan Ü.E.,Haksız Tahrik Kararlarında Eril Tahakküm Kodları ,s.3

⁹ Atılgan Ü.E Haksız Tahrik Kararlarında Eril Tahakküm Kodları ,s.5.


     ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

         Görev yaptığı Kabil toplumundaki kadın erkek ilişkilerini inceleyen, Bourdıeu , eril tahakkümün toplumlardaki en eski en ilkel tahakküm biçimi olduğu kanısına varmış olup, gerekçesi de net ve anlaşılırdır .Uygarlık medeniyet kurulmadan önce dünyada  sadece kadın ve erkek vardı ,erkek olan güçle yönetmeyi tercih edip ,kadını baskı altına almayı seçti. ¹⁰

‘’ 

          Olayda , koca kendi kusuruyla yol açmadığı boşanma yüzünden ,evlilik düzeni bozulmuş ,en azından evin bakımı ,temizliği gibi  kadının ev işlerinde emeğiyle sağladığı katkıdan yoksun kalmıştır.Koca bozulan ,bu düzenini ileride yeniden ,kurmak ve  elde etmek için ,maddi kültfet yapmak zorunda kalacaktır.Çalışmayan ve hiçbir  geliri olmayan kadının edinilmiş  mallarda katkı payı  isteyebileceğini kabul eden Türk Medeni Kanunu sisteminde , maddi tazminat ile sorumlu tutulamayacağını  önceden kabul etmek imkansızdır.Kadının ev kadını olması ve evlilik birliği içinde hiçbir gelirinin bulunmaması ,tazminat sorumluluğunun esasıyla ilgili değil ,tazminatın kapsamını belirlemekle , ve infaz ile ilgildir.Bu bakımdan maddi tazminatın koşulları oluşmuştur. ¹¹

                                                                                                                                                                 ‘’ 

‘’ 

   Yasa koyucu ,fuhuşu ,kendine meslek edinen bir kadının kaçırılması  ve ırzına geçilmesi ile ayni eylemin bu durumda bulunmayan , kadınlara karşı yapılmasının ,toplum yaşamında yaratacağı farklı etkileri dikkate alarak suçtan zarar gören kişnin durumuna göre  değişik cezalar uygun görmüş  ve Türk Ceza Yasasının itiraz konusu 438.maddesini kabul etmiştir.Bu bakımdan fuhşu meslek olarak kabul edinen bir  kadının kaçırılması ,veya ırzına geçilmesinde verilecek ceza ile  aynı eylemin ,iffetli bir kadına  karşı yapılması durumunda verilecek ceza kıyaslanarak ,bu hükümlerde  eylem ile ceza kıyaslanarak ,bu hükümlerde eylem ile ceza arasında Anayasa ya olduğu gibi hukukun genel ilkelerine ve adalet duyguxuna  aykrıılık olduğu yolunda sürülen görüşt de yerinde bulunmamıştır. 

                                                                                                                                                                ‘’  ¹² 

           Bana göre eril tahakkümün olmadığı bir devlet düzeni mümkündür eril tahakkümün olmadığı bir hukuk düzeni ise mümkün değildir. Çünkü, hukuk her zaman geriden gelen muhafazakar bir disiplindir, ve eril tahakküm ancak ve ancak ,hukukun dil sınırlarının aşılmasıyla mümkündür. Dile işleyen eril kodlar nedeniyle, hukukta dilden etkilendiği için eril tahakkümün olmadığı bir hukuk düzeni mümkün değildir.



          Bir mesleği seçerken, ulaşımı tercih ettiklerinde ,en basit tabiriyle hayatın kendisine kadar böyle bir tahakküm biçimi ne yazık ki işlemiştir. Erkek libidosunu kutsallaştırmış, cinsellikte bile eril tahakkümün izleri görülebilir. Böylelikle eril tahakküm hayatın kendisine tüm toplumlara yayılmıştır.


            Bu tahakküm biçimi erkeğin farklı yönelimlere izin vermemesi sonucunu da dogurur.Kendisi dışında ,her türlüğü varlığı eksik gören erkek ,tahakküm ilişkilerini kuvvetlendirerek arttırmaktadır. Böylesi bir ortamda eril tahakkümü kırmanın yolu kalabalıklardan geçmektedir.

  ¹⁰Bourdıeu P.,2002 Eril Tahakküm, Baglam Yayınları , ,  ,s.7.

¹¹  Y.H.K.G,2007E. /2-787-2007/666,T.24/10.2007.

  ¹²A.Y.M, 1988/4 -1989/3 E.K.


KAYNAKÇA 

A.MacKinnon, C. (2020). Feminist Bir Devlet Kuramına Doğru . İstanbul: Metis Yayınları.

Atılgan, Ü. E. (2015). Erkek Adalet Kıskacında Kadınlar Haksız Tahrik Kararlarında Eril Tahakküm Kodları. 

Bİrdal, Y. (2022). Örselenmiş Kadın Sendromu ve Kadın Suçluluğu . İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü , s. 44.

Bourdieu, P. (2002). Eril Tahakküm. Baglam Yayınları.

Kurulu, Y. H. (24/10/2007). 2007E./2-787-2007/666. 

Mahkemesi, A.. 1988 /4-1989/3 E.K. 

BONUS


                  Bana göre tartıştığımız feminist hukuk kuramlarından Radikal Feminizm ve 19. yüzyılın Kültürel Feminizmi hukuk kuramı kadının varlığını ve sesini normatif hukuk düzenine taşıyıp anlamlı bir değişime yol açabilir.

NEDENLERİ

‘’ 

 Feminizm kadınlar tarafından savunulmalıdır …Devrimci toplumsal değişimin temeli olarak…’’ 

(Dumbar , Roxanne ,2021 ,İstanbul : 265. )

                Bana göre özgürlük cesaretten doğar ve bunu da doğuracak olan direnişe geçmiş kalabalıklardır korkmadan, özgürce, cesurca varlığını hissettiren kalabalıklardır.Bazen yalnızca bir hak özgürlük arayışı içerisinde olan grubun sadece kendilerini düşünerek ne yazık ki bu benim doğrularımla çelişiyor, fakat sorulan soru benim inandığımı sormamakta olup, kadınların sesini duyurmaları için gerekli olan hukuk düzenine ulaşmanın yöntemini sormaktadır.

               Öyleyse radikal feminizim nedir? Neyi amaçlamaktadır? Bu teorinin diğer kuramlardan ayrılan yönleri nelerdir birazda onları analiz etmem gerekir. Tarihsel sürece baktığımızda Kadınlar kadın hakları savunucusu olan erkek yoldaşları  hakkında  feminizim in erkekler tarafından yeterince algılanamadığını davranışlarına yansımadığını bu nedenle de bir erkeğin ne kadar feminen bir tavır sergilese de çocukluğundan yetişkinliğine kadar libidosu baz alınarak yetiştirildiği için , onların ne kadar feminist olmak isteseler de bu teorinin ne manaya geldiğini savunamayacaklarını belirtmişlerdir. Günümüz ataerkil toplum olan Türkiye’sine bakalım .Erkekler  kadın kelimesini kibarlaştırmak bahanesiyle kadını kadın olmaktan çıkarmakta ‘’ BAYAN KIZ  ÇALIŞAN BAYAN ‘’ vs gereksiz sıfatlarla onları anmaktadırlar.   Mahkeme kararlarında haksız tahrik uygulamasında kadının gülmesi eğlenmesi başka erkeklerle konuşması uygunsuz davranışlar olarak gösterilmekte her haliyle ataerkil toplum mahkeme kararlarına bu eril dil yansımaktadır. Erkeğin elinin kiri şeklinde hukuk muhafazakar bir disiplin olup her zaman geriden gelir.  Böyle bir ortamda erkek feminist kuramlar hakkında ne kadar kendini geliştirişe öz bilinç sahibi olursa olsun doğduğunda büyümesine kadar ayrı bir yetiştiriliş tarzıyla büyümekte ve bu yetiştiriliş kadınlara farklı cinsel yönelimlere ön yargıyla yaklaşmasına  neden olmaktadır. 

               En kısa öz ifadeyle erkek bebeğe mavi, kadın bebeğe pembe elbiseler alarak onları farklı olmaya mahkum etmektedir. Kadına kadınlık erkeğe erkeklik dayatmakta erkeğin nasıl olması gerektiğinin kadının nasıl olması gerektiğinin sınırlarını çizmekte ve bu sınırların dışına çıkışı hoş görmemekte kınamakla da kalmayıp şeytanlaştırmaktadır Erkek kendini ne kadar geliştirirse geliştirsin bu yetiştiriliş tarzı yüzünden özgür düşünemeyecek hep kadın yoldaşlarını aşağılayacaktır. Marksist feministler içinde aynısı olmuştur denilebilir. Kadınların yapısı biyolojik yapısı farklı dogmaları diğer ezilen gruplar olan engellileri farklı cinsel yönelimleri azınlıkları , farklı grupları  daha iyi anlamalarına yol açacaktır .Çünkü kadında bu kurama göre bir ezilendir , ve ezilenler ezilenleri daha iyi anlayacaktır.Kadınların biyolojik yapısından kaynaklı bir ezilişleri vardır,ekonomik yapıdan dolayı değil.

             Günümüz Türkiye’sinde çalışan kadında ezilmektedir. En basit tabiriyle kadın biyolojik yapısından dolayı hegemonik erkekten farklıdır. Bu da kadının ezilişinin biyolojik yapısından kaynaklı olduğunu bizlere vurgulamaktadır.Liberal Feministleri de hukuk içinde mücadele verişleri kadını sadece beyaz kadın olarak tanımlamaları yönüyle kritik etmektedirler.Kadın sadece beyaz kadın değildir, lezbiyen kadındır engelli kadındır afro Amerikan  kadındır. Kadını sadece beyaz kadın olarak ele almak ne yazık ki kadına rol yüklemektir ve bu da beyaz kadınların üstünlüğüne yol açar bu yönden 19.yüzyıl kültürel feministlerine yakındırlar.

   

             SONUÇ OLARAK ,

           Kadınların erkekler tarafından savunulması başta çeşitlilik kalabalıkların çoğalması olarak görülebilir. Ama nihayetinde bu dönüp dolaşıp kadına zarar verecektir. Bu nedenden dolayıdır ki kadınlar yalnız kadınlar tarafından savunulmalıdır  Kadının ezilişi ekonomik sebeplerden kaynaklanmaz kadın biyolojik bir varlıktır erkek kadından kuvvetlidir bu nedenden dolayı kadının ezilişi Marksist feministlerin bahsettiği gibi ekonomik sebeplerden dolayı değil biyolojik sebeplerden kaynaklanır. Kadın 19.yüzyıl kültürel feministlerin de ifade ettiği gibi kadın yalnızca kadın değildir,     Kadının çeşitliğini beyaz kadınla sınırlamak onu tek tipliliğe ve daha sonrasında beyaz kadının siyah kadın karşısında üstünlüğüne yol açmak demektir. Aynı şekilde farklı cinsel yönelimleri olan kadınların dışlanmasına yol açar. Farklı cinsel yönelimler bu durumda öteki konumuna gelir.


           ÖZETLE FEMİNİZM YALNIZCA KADINLARIN HER ÇEŞİT BİRLİK OLMASIYLA HUKUKUN SINIRLARININ DIŞINA ÇIKMASIYLA MÜMKÜN OLACAKTIR.BU MÜMKÜNATTA ANLAMLI BİR DEGİŞİME YOL AÇABİLİR.


          Bir diğer perspektiften bakarsak 

‘’

              Kadınlara karşı yoğun ve sonsuz bir aşk duyuyorum….’’( Gillman, Charlotte ,2021 ,İstanbul  :73 )


             Kadın kadındır, kadın sadece beyaz Amerikalı kadın değildir, kadını bu sefer sadece kadın olarak ele alırsak kadınların içinde Beyaz Amerikalı kadın üstünlüğü kurarız der kültürel feministler.Siyahi de kadındır kadını salt kadın olarak kategorileştirmenin yanlışlığı üzerine vurgu yaparlar  Aydınlanmacı liberal feministleri bu yönüyle eleştirirler.  Kadın kamu dünyasında da var olmalıdır onlara göre. Ana erkillik kuramının doğruluğu üzerine vurgu yaparak   kadının anlam dünyasında kadının var olmasını sağlayan diğer kültürlere de önem verirler     Sosyal Darwinizm’ i eleştirirler bu yönleriyle toplumsal bilinç üzerinde durmaktadırlar. Kadının sosyoekonomik hayatta varlık göstermesinin önündeki engellerin kalkması gerektiğini düşünürler.

           Bana göre  Kadınların çeşitliliğine vurgu yapan bu teoriyi anlamlı kılmak mümkündür.      Bu kuram mantıklıdır ve adil bir toplumun oluşumuna çeşitliliği  kadınların iş hayatında var olmasını savunarak varlık göstereceklerdir.   Kadınları Darwinist bir açıyla yorumlamamak gerektiğini düşünmeleri en çok beni adil toplum oluşturabileceklerine inandırdı.Darwinist teorinin kadını sadece beyaz Amerikalı kadın olarak sınıflandırmasına karşıyım ,Bu çeşitliliği vurgulamak ve toplumsal bilincin önemini vurgulamak gerekir bence.Kadınların çalışma hayatlarında ikinci plana itilmediği, insani yönünün vurgulandığı toplumsal bilincin kademeli olarak arttığı toplumlar kadın merkezciliğin önünü açaSonuç olarak ele aldığımız iki kuramda, bana  göre anlamlı bir değişime açarak ,ileriye yönelik atılımlara vesile olabilirBana göre 19.yüzyıl Kültürel Feministler çeşitliliğin ön planda tutulması bakımından , radikal feministler de sahaları kalabalıkları harekete geçirme özelliği bakımından etkili olabilir.Görüşlerimi mahkeme kararları ile desteklemek gerekirse ;



             İlk mahkeme kararını NAHİDE OPUZ Davasından örnek vererek bahsetmek istiyorum.  Eşinden sistematik şiddet gördüğü için defalarca savcılığa şikayette bulunan Opuz, kocasından devlet tarafından korunma talep ettiği halde sonuç alamamıştır ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye yi bu davada tazminata mahkum etmiştirBu kararı Radikal Feminizm le yorumlamak gerekirse Opuz biyolojik bakımdan zayıf olduğu için şiddet görmüştür ve eril tahakküm adı altında ezilmiştir.

              Hegemonik baskı unsuru olan devlet eril diliyle Opuz a sahip çıkmamıştır.Kültürel Feminizm le yorumlamak gerekirse  ise sadece Amerikan beyaz kadın zarar görmemiş bir Türkiye toplumuna mensup kadın zarargörmüştür ,bu nedenle kadın hakları  Türkiye kadınları içinde var olmalıdır.Başka bir  karar da ilk derece mahkemesi kadını korumak istemiştir , fakat özeldaire her iki tarafı da kusurlu bularak haksız tahrik indirimi uygulamış, haksız tahriki de yanlış yorumlamıştır bence ,ve bu indirim dolayısıyla kadını da kusurlu bulmuştur böyle bir durumda bile eril dilin biyolojik farklılığın mahkemeler tarafından önemsenmediğini görmekteyiz.

                                                        Av.Enes YILDIZ



Yorumlar

Popüler Yayınlar