FARKLILIKLAR VE KARL POPPER’IN HOŞGÖRÜ TOPLUMU TEORİSİ ÜZERİNE

Hoşgörü kavramı asırlardır tartışılan ,üzerine makaleler yazılan hemen hemen tüm filozofların üzerine karalamalarda bulunduğu bir kavramdır.Bu kavramlar üzerine romanlarında kafa yoran Yazarlardan biri olan Yaşar Kemalin “Bir toplum hoşgörüsü kadar sağlam ve haklıdır. ” sözü aslında bu konuda inceleyecegimiz önemli bir noktaya parmak basmaktadır.
Tüm dünya toplumlarında bireyler bir takım farklılıklarından dolayı ötekileştirilmekte ve dışlanmaktadırlar.Hukuk ve Felsefe literatürlerinde bu durum yeni kavramlar türemesine vesile olmuştur.Hoşgörüde bu kavramlardan biridir.Birçok filozof hoşgörü kavramı üzerine çalışmiştir .Peki nedir Hoşgörü ?Bu kavram ne anlama gelmektedir ? En basit tanımıyla bir birey veya bir toplum ne zaman hoşgörülü olur ? Bu sorunun cevabını zıt anlamından yola çıkarak cevaplayabiliriz .Bu durumda hoşgörüsüzlük akıllara ilk gelen kavram olmasına rağmen dogru cevap hoşgörüsüzlük değildir .Cevap bireyleri dışlamak ötekileştirmekten doğan korku olacaktır. 
Korku Toplumu ile Hoşgörü Toplumu ters orantılı midir ? 
Sorunun cevabını verebilmek için herşeyden önce korku toplumunu tanımlamak gerekir.Korku senaryosu olan korku Toplumu korku seneryosundan doğan distopik bir kavramdır.En basit ifadeyle bireylerin ifade özgürlüğünün kanunlarda kaldığı uygulamaya geçmediği bir toplumdur.Hoşgörü Toplumu ise korku toplumunun zıt anlamından yola çıkıldığında her türlü olanağın ve özgürlügün bireylere sağlandığı tolerans açısından maksimum seviyede olan bir toplumdur.Bu açıdan bakıldığında korku toplumu ve hoşgörü toplumu ters orantılıdır.Çünkü korku toplumunda bireyler otorite tarafından onlara verilen özgürlükleri kullanamazken kendilerinin doğuştan sahip olduğu özgürlükleri hoşgörü toplumunda kullanabilmektedirler. 
Militan demokrasilerde toplum hoşgörü toplumu degilmidir ?
Militan demokrasi demokrasinin kendi kendini dıştan gelecek tehditlere karşı koruması anlamına gelir. Diktatörler demokrasilerin onlara bahşettiği özgürlük ortamını kullanamasınlar diye ortaya çıkan bireylerin her türlü özgürlüğünün sıkıca yasalarla baskı altında tutuldugu bir yönetim şeklidir.Bu anlamda özgürlüklerin kullanımının kısıtlamanmaması anlamına gelen hoşgörü toplumunun militan demokrasilerde yeşeremeyecegi açıktır. 
Bütün bu genel açıklamalar ve görüşlerden sonra Karl Popper’in ortaya attığı Hoşgörü teorisi üzerine kısaca bahsedelim.Karl Popper Toplumların hoşgörülü olması gerektiğini düşünür ama hoşgörüsüzlüklere hoşgörü toplumuna zarar verebilecek düsüncelerin yani hoşgörü toplumunda hoşgörüsüzlüğün hoşgörüyle karşılanamayacagını savunur filozof,Karl Popper.Önceki satırlarda militan demokrasilerde hoşgörü toplumunun yeşeremeyeceğini savunmuştum. Yine aynı düşünceyi savunuyorum çünkü hoşgörüsüz düşüncelerin yasaklanacagına dair kesin bir ibare yoktur bu teoride.Bu teori de hoşgörüsüz düşüncelere düşünce ile karşı çıkılması gerektiği savunulmaktadır.
Sonuç 
Toplumların zenginliklere ve farklılıkların olduğu bir ortama ihtıyacı vardır ve bu ortam militan demokrasilerde ve korku toplumlarında yeşeremez.Tüm bu düşüncelerden özetle her farklılığın zenginlik olarak kabul edilemeyeceği ve hoşgörülü bir toplumda her düşünceye toleransla yaklaşmanın toplumlarda yaratılmak istenen hoşgörü ortamına zarar vereceği kanısındayım.

Yorumlar

Popüler Yayınlar