TÜRK MODERNLEŞMESİNİN FELSEFİK TEMELLERI ÜZERINE
Atatürk herşeyden önce kendini bilimi ve aklı mirası olarak kabul eden Türkiye'nin bir fikir insanıdır.Sonrasında Cumhuriyetin Ilk Parlemento Başkanı ve sayısız tarif edilemez ünvanlara sahip olan ve bu ünvanları taşıyabilen karizmatik bir liderdir.Yarattığı modern Türkiyenin kurucusudur.Mustafa Kemal'i birçok ünvanla tarif edebiliriz.Ama bu yazımızda daha çok geçmişten günümüze Türk Modernleşmesinin dayandıgı felsefik temelleri inceleyeceğiz.
Türk Modernleşmesi başlı başına tartışmalara yol açmış bir kavramdır.Tarihçilerin ve filozofların sürekli olarak tartıştıgı bir kavram.Kimi filozoflar Türk modernleşmesinin bir taklit eseri oldugunu savunmaktadır.Kimi filozoflarsa yüzyıllar içinde evrimle gerçekleşmemesinin bir hata oldugunu söylerler.Kimi filozoflarsa gerekli ve önemi büyük bir devrimler zinciri oldugunu düşünür.Biz ağırlıklı olarak dört filozofun görüşlerinden yola çıkarak yazımızı oluşturmaya karar verdik.Bernard Lewis ,Halil Inalcık, Ziya Gökalp ve Niyazi Berkes çıkıyor karşımıza.Türk modernleşmesinin temelinde yatan yenilikler Sultan 2.Mahmud dönemi ile başlar.İşte bu yüzden " Türk Modernleşmesi aslında Osmanlı Imparatorluguyla başlamıştır " der Halil Inalcık.Sultan 2.Mahmudun yaptığı tepeden inme reformlarla başlar Türk Modernleşmesi devamında gelen Sultanlar bu reformlara yenilerini ekler.En son Birinci dünya savaşı patlak verir.Sonrasında Büyük Kurtarıcı devrimi gerçekleştirir .Bu devrim birçok ülkedekinin aksine halk desteği ile gerçekleşir.1923 Tarihinde gerçekleşen Türk Devrimi büyük kitleleler ve toplumun her kesimi tarafından desteklenmektedir. Saltanat kaldırılmadan önce toplumun bazı kesimleri saltanatın kaldırılması konusunda ihtilafa düşerler.Saltanat büyük zorluklarla kaldırılır."Halifelik kaldırılınca Türkiye gerçekten laik bir devlet olmayı başarır "der birçok filozof .doktrinde ama yine de halifeligin kaldırılmasının yanlış oldugunu savunan filozoflarda vardır.Niyazi Berkes burada Seküler devlet teorisi ile karşımıza çıkıyor.Laiklik dini devlet son dönemlerde ortaya çıkan laikliğin din işlerine müdahale etmemesi dinin laikliğe müdahele etmemesi olarak nitelendirilen özgürlükçü laiklik bu kavramlar ona göre sığ kavramlardır.Devlet ancak seküler dinden arınmış olunca devrim gerçekleşecektir.Bu büyük düşünce insanı sonrasında Ziya Gökalpi etkiler.Ziya gökalp turancılık felsefesiyle ortaya çıkar .Ona göre farklı cografyalardaki Türkler tek bir çatı altında birleşmelidir.Ziya Gökalp'in dönemiyle değerlendirilmediğinde pekçok yanlış yargıya ulaşılabilir ancak ve ancak geçmiş ile günümüz arasında köprüler kurarak yüzyıllara adını bırakmış filozofları anlayabiliriz .Bu toprakların altında yüzyıllar içinde oluşmuş bir düşünce tarihi yatıyor .Bunların her birinin katkısını inkar edemeyiz Gelelim yeni kurulan Türk cumhuriyette aidiyetlerin zenginlik olarak kabul edilip edilmediği hususuna .Atatürk Milliyetçiliği yeni kurulan cumhuriyetin felsefesini yansıtıyordu.Bu ise her ırktan ,mezhepten , dilden , dinden ve renkten insanın ortak bir çatı altında ayrım gözetmekden hümanistik bir anlayış içinde bir bütün halinde her zenginliği farklılık addederek yaşatabilmek demekti. Amerika birleşik devletlerinde dahi büyük baba şartı(büyük baban beyaz olmazsa beyaz olamazsın denmekte)literacy test(beyazlara farklı usuller siyahlara ise farklı usullerle dil bilgisi testi) yöntemleriyle siyahiler ötekileştirilirken Mustafa kemal ve arkadaşları humanistik bir felsefeyle oluşturdular cumhuriyeti.Sevgiye dayalı kurulan bu cumhuriyette ayrım yapılmadı bu süre zarfına kadar. Gelelim egitime.Bu konuda yeni gelen harf devrimi ile okuryazarlık oranında büyük bir düşuş oldugunu söyleyenler gibi halkın egitim kalitesini arttirdıgı yönünde görüşlerde savunulmaktadır.Ben yazımda hiçbirinizin reddedemeyeceği bir bilimsel gerçek sunacagim.Çagdaşı Nazi Almanyasında Birçok bilim insanı filozof yahudi kökenli oldugu için ötekileştirilmekle kalmıyor soykırıma tabi tutuluyorlardı.Bu degerli bilim insanları hukukçular çareyi ülkelerini terketmekte buldular.Türkiyeye gelip atatürkün türkiyesinde hayat bulup modern anlamda egitimin temellerini attılar.Ernst Hirsch,Ioonna Kçuradi onlardan birkaçıydı.Türkiye egitim konusunda zirveye çıkmıştı.
Işte yeni dogum yapan Türk Cumhuriyeti bu felsefe ile oluşmuştur.Ayrım gözetmeyen Atatürkün Modern Türkiyesinin felsefik yapıtaşları böyle oluşmuştur.
Türk Modernleşmesi başlı başına tartışmalara yol açmış bir kavramdır.Tarihçilerin ve filozofların sürekli olarak tartıştıgı bir kavram.Kimi filozoflar Türk modernleşmesinin bir taklit eseri oldugunu savunmaktadır.Kimi filozoflarsa yüzyıllar içinde evrimle gerçekleşmemesinin bir hata oldugunu söylerler.Kimi filozoflarsa gerekli ve önemi büyük bir devrimler zinciri oldugunu düşünür.Biz ağırlıklı olarak dört filozofun görüşlerinden yola çıkarak yazımızı oluşturmaya karar verdik.Bernard Lewis ,Halil Inalcık, Ziya Gökalp ve Niyazi Berkes çıkıyor karşımıza.Türk modernleşmesinin temelinde yatan yenilikler Sultan 2.Mahmud dönemi ile başlar.İşte bu yüzden " Türk Modernleşmesi aslında Osmanlı Imparatorluguyla başlamıştır " der Halil Inalcık.Sultan 2.Mahmudun yaptığı tepeden inme reformlarla başlar Türk Modernleşmesi devamında gelen Sultanlar bu reformlara yenilerini ekler.En son Birinci dünya savaşı patlak verir.Sonrasında Büyük Kurtarıcı devrimi gerçekleştirir .Bu devrim birçok ülkedekinin aksine halk desteği ile gerçekleşir.1923 Tarihinde gerçekleşen Türk Devrimi büyük kitleleler ve toplumun her kesimi tarafından desteklenmektedir. Saltanat kaldırılmadan önce toplumun bazı kesimleri saltanatın kaldırılması konusunda ihtilafa düşerler.Saltanat büyük zorluklarla kaldırılır."Halifelik kaldırılınca Türkiye gerçekten laik bir devlet olmayı başarır "der birçok filozof .doktrinde ama yine de halifeligin kaldırılmasının yanlış oldugunu savunan filozoflarda vardır.Niyazi Berkes burada Seküler devlet teorisi ile karşımıza çıkıyor.Laiklik dini devlet son dönemlerde ortaya çıkan laikliğin din işlerine müdahale etmemesi dinin laikliğe müdahele etmemesi olarak nitelendirilen özgürlükçü laiklik bu kavramlar ona göre sığ kavramlardır.Devlet ancak seküler dinden arınmış olunca devrim gerçekleşecektir.Bu büyük düşünce insanı sonrasında Ziya Gökalpi etkiler.Ziya gökalp turancılık felsefesiyle ortaya çıkar .Ona göre farklı cografyalardaki Türkler tek bir çatı altında birleşmelidir.Ziya Gökalp'in dönemiyle değerlendirilmediğinde pekçok yanlış yargıya ulaşılabilir ancak ve ancak geçmiş ile günümüz arasında köprüler kurarak yüzyıllara adını bırakmış filozofları anlayabiliriz .Bu toprakların altında yüzyıllar içinde oluşmuş bir düşünce tarihi yatıyor .Bunların her birinin katkısını inkar edemeyiz Gelelim yeni kurulan Türk cumhuriyette aidiyetlerin zenginlik olarak kabul edilip edilmediği hususuna .Atatürk Milliyetçiliği yeni kurulan cumhuriyetin felsefesini yansıtıyordu.Bu ise her ırktan ,mezhepten , dilden , dinden ve renkten insanın ortak bir çatı altında ayrım gözetmekden hümanistik bir anlayış içinde bir bütün halinde her zenginliği farklılık addederek yaşatabilmek demekti. Amerika birleşik devletlerinde dahi büyük baba şartı(büyük baban beyaz olmazsa beyaz olamazsın denmekte)literacy test(beyazlara farklı usuller siyahlara ise farklı usullerle dil bilgisi testi) yöntemleriyle siyahiler ötekileştirilirken Mustafa kemal ve arkadaşları humanistik bir felsefeyle oluşturdular cumhuriyeti.Sevgiye dayalı kurulan bu cumhuriyette ayrım yapılmadı bu süre zarfına kadar. Gelelim egitime.Bu konuda yeni gelen harf devrimi ile okuryazarlık oranında büyük bir düşuş oldugunu söyleyenler gibi halkın egitim kalitesini arttirdıgı yönünde görüşlerde savunulmaktadır.Ben yazımda hiçbirinizin reddedemeyeceği bir bilimsel gerçek sunacagim.Çagdaşı Nazi Almanyasında Birçok bilim insanı filozof yahudi kökenli oldugu için ötekileştirilmekle kalmıyor soykırıma tabi tutuluyorlardı.Bu degerli bilim insanları hukukçular çareyi ülkelerini terketmekte buldular.Türkiyeye gelip atatürkün türkiyesinde hayat bulup modern anlamda egitimin temellerini attılar.Ernst Hirsch,Ioonna Kçuradi onlardan birkaçıydı.Türkiye egitim konusunda zirveye çıkmıştı.
Işte yeni dogum yapan Türk Cumhuriyeti bu felsefe ile oluşmuştur.Ayrım gözetmeyen Atatürkün Modern Türkiyesinin felsefik yapıtaşları böyle oluşmuştur.



Yorumlar
Yorum Gönder