ÇAĞRI ÜZERİNE ÇALIŞMA
Çağrı
üzerine çalışma, gün geçtikçe uygulamada daha çok yer edinmeye başlamış bir kısmi
süreli çalışma türüdür. Özellikle otellerde, restoranlarda ve eğlence
sektöründe sıklıkla görülen bu çalışma türü, daha başka birçok sektörde de ihtiyaca
cevap vermektedir. İşçi ve işveren açısından sağladığı esnek çalışma koşulları
sayesinde her iki tarafça tercih edilen bu çalışma türü, Alman İstihdam Kanunu mehaz
alınarak İş Kanunumuza derç edilmiştir.
4857
Sayılı İş Kanunun “çağrı üzerine çalışmayı” düzenleyen ilgili maddesi ise şöyledir:
Çağrı üzerine çalışma
ve uzaktan çalışma
Madde
14 - Yazılı
sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç
duyulması halinde iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş
ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi süreli bir iş sözleşmesidir.
Hafta, ay veya yıl gibi bir zaman
dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını taraflar belirlemedikleri
takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat kararlaştırılmış sayılır. Çağrı
üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya
çalıştırılmasın ücrete hak kazanır.
İşçiden iş görme borcunu yerine
getirmesini çağrı yoluyla talep hakkına sahip olan işveren, bu çağrıyı, aksi
kararlaştırılmadıkça, işçinin çalışacağı zamandan en az dört gün önce yapmak
zorundadır. Süreye uygun çağrı üzerine işçi iş görme edimini yerine getirmekle
yükümlüdür. Sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise, işveren
her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorundadır.
Bu maddeden şu hususlar
anlaşılır:
1)
Bu sözleşme, kısmi süreli iş sözleşmesinin
(part-time) özel bir türüdür. Dolayısıyla, kanunda çağrı üzerine çalışmayla
ilgili hüküm bulunmayan hallerde kısmi süreli iş sözleşmesinin hükümleri
kıyasen uygulanır.
2)
Çağrı üzerine çalışma sözleşmesi “yazılı”
olarak düzenlenmelidir. Yazılı sözleşme işçiden ziyade işvereni korur; zira
işçi iddiası her türlü vasıta ile (şahit vb.) ispatlayabilirken işveren
muhakkak yazılı delile dayanmalıdır. Dolayısıyla çağrı üzerine çalışma
yapıldığı, çalışma şartları, sözleşmede sarahaten yer almalıdır.
3)
Kural olarak günlük çalışma süresi 4
saatten az, haftalık çalışma süresi ise 20 saatten az olamaz; meğerki aksi
kararlaştırılmış olsun. Burada bu sürelerin altında bir sözleşme akdedilip
edilemeyeceği soru akla gelebilir. Doktrin bu konuda ikiye ayrılmış durumda;
bir grup işçi lehine yorum ilkesi gereği bu sürelerin altına inilemeyeceğini
savunurken, bizim de içinde bulunduğumuz bir diğer grup sözleşme serbestisi
ilkesi gereği bu sürelerin altında da bir süre belirlenebileceği görüşündedir.
Gerçekten de kanun metni incelendiği zaman hükmün nispi emredici hukuk kuralı
değil, yedek hukuk kuralı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Zira bu kanun
hükmü Alman İstihdam Kanunundan iktibas edilmiş olup esnek çalışma koşullarıyla
istihdamı arttırmak amaçlanmıştır. Kaldı ki, 20 saatin altında çalışmak da
duruma göre işçinin lehine olabilir. Dolayısıyla, biz haftalık 20 saatin
altında bir sözleşme yapılabileceğini düşünmekteyiz.
4)
En az 4 gün önceden işçiye çalışma için haber
verilmesi de gerekmektedir. Bunun da aksinin kararlaştırılabileceği kanaatindeyiz.
Zira bazen işin niteliği gereği bu süre çok uzun olabilir.
5)
İşçi çalıştırılmasa dahi sözleşmede
belirtilen süreler kadar ücrete hak kazanır. Zira işveren o süreler kadar
işçiyi çalıştırma taahhüdü altına girmiş olur. Eğer sözleşmede bir süre tayini
yapılmadıysa haftada 20 saat çalıştığı kabul olunur ve işçi çalışsın ya da
çalışmasın haftalık 20 saatlik ücrete hak kazanır.
Sonuç olarak,
-iş sözleşmesi yazılı
olarak yapılmalıdır. Çağrı üzerine çalışılacağı ve şartları açık olarak
belirtilmelidir.
-İşçi çalışmasa dahi sözleşmede
öngörülen süreler kadar ücrete hak kazanır.
-Haftalık 20 saatin
altında bir süre öngörülebilir. Fakat bu husus tartışmalı olduğu için makuliyet
ölçüleri içerisinde kalmakta yarar vardır. Örneğin, çalıştıracağınız bir
kaynakçının aşağı yukarı ayda 10 gün kadar çalışması sizin için yeterli ise günde
8 saat, haftada 2 gün-16 saat şeklinde süreleri belirleyebilir ya da kanunun
verdiği süreler uygun olarak günde 7 saat, haftada 3gün-21 saat şeklinde bir
düzenlenme de yapabilirsiniz. Ancak ayda 1 gün, haftada 2 saat şeklinde yapılan
bir düzenleme söz konusu olursa; ileride çıkabilecek herhangi bir uyuşmazlıkta
mahkeme, bu durumu iyi niyet, hakkâniyet ve nesâfet kurallarına aykırı bulup
işçiyi haklı görebilir. Dolayısıyla mâkuliyet ölçüleri içerisinde ve yapılan
işin mahiyetine uygun bir düzenleme yapmakta fayda vardır.
Stj. Av. Mehmet AKIN


Faydalı bir çalışma olmuş.Bu konu üzerine çok fazla kaynak bulamıyordum. Bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim .
YanıtlaSil