İOANNA KUÇURADİ VE '' İNSAN HAKLARI KAVRAMLARI VE SORUNLARI ''
HAYATI
Irkçılığı , ötekileştirmeyi ve farklı inançları şeytanlaştırmayı bünyesinde barındıran totaliter rejimler düşünen herkese zarar verir.Bu zararı en çok gören kesimler arasında yer alan aydınlar sindirilmeye çalışılır.Düşüncelerini otoriteye karşı bir duruş sergileyerek korumaya çalışan aydınlar bağlı bulunduğu ortak vatanı terk etmek zorunda bırakılırlar. Oysa ki kendi fikirlerini kalabalıklar karşısında muhafaza etmek suç sayılmamalıdır.Düşünce bazı ülkelerde hala tehlikeli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.Bir ülke düşünün ki düşünmek dahi suç o ülkede yaşamak zor olsa gerekir.Yaşadığı ülkede öyle bir ülke ki ülkede ki bu ülke çağdaşlarına göre her türlü zenginliği ve düşünceyi ve etnik kökeni zenginlik olarak gören Atatürk ün Türkiye siydi onun tabiriyle çok kültürlülüğün hayat bulduğu bir ülke olan bu ülke onun esaretinden kurtuluşu olmuştur.Atatürk ün modern anlamda Türkiyesin de yaşamakta olan İoanna Kuçuradi Türk eğitim sistemine reformlarda çok büyük katkılar sağlamıştır. Zamanla bu ülkede hayat bulmuştur.4 Ekim İstanbul da Farklı bir ırka mensup bir ailenin çocuğu olarak hayata gözlerini açtı.Lise öğrenimini 1954 de Zapyon Rum Lisesinden ,Sonrasında İstanbul Üniversitesinden Felsefe bölümünden mezun oldu.Tezini '' Schopenhauer ve Nietzsche'de İnsan Problemi'' üzerine yazdı.Sonrasında bir takım akademik çalışmalarda bulundu.Sonrasında Türkiye Felsefe kurumu başkanı olarak seçildi.En bilinen eserlerinden biri '' İnsan Hakları Kavramları ve Sorunları '' dır.İNSAN HAKLARI KAVRAMLARI VE SORUNLARI ÜZERİNE
'' Dünya problemlerine felsefeyle baktığımızda, hangisine bakarsak bakalım, hepsi, insan haklarıyla ilgili görünüyor. '''' İoanna Kuçuradi ''
İnsan Hakları ile ilgili bir takım deneme yazılarını İoanna Kuçuradi İnsan Hakları Kavramları ve Sorunları Adlı kitabında toplamıştır.İnsan Hakları Hocaya göre hukukun konusu olmaktan çok Felsefenin konusudur.Hatta Hukukun temelini oluşturan düşüncedir.İnsan Haklarının da temelinde Felsefe vardır.İnsan Hakları Felsefe ve İnsan Hakları adlı denemesinde yer alan doğrudan doğruya öz iradesini gerçekleştirdiği haklar , sağlanması otoriteye bağlı olan haklar ve grup hakları olmak üzere üçe ayrılır.Belirli bazı denemelerinde ise Hoşgörü Kavramı ve Sınırları her düşünce zenginlik olarak kabul edilemez ama bu düşüncelerinde düşünce ile sınırlandırılması gerektiğini savunur filozof bize.Demokrasi ve koşulları adlı denemesinde ise Demokrasinin yöntemlerinin nasıl olması gerektiğini tanımlamıştır.
SON OLARAK
Filozoflar her zaman için savunduğu düşünceler ne olursa olsun zenginlik olarak görülmelidir .Atatürk ün Türkiye si bu zenginlikleri korumak ve ötekileştirilmemesi adına kurulan sevgiye dayalı bir Cumhuriyettir.İşte her görüşe saygı göstermek ve o değerleri muhafaza edebilmek koruyabilmek anlamında söylüyorum aslında İnsan olabilmenin kriteridir.Kardeşlik ve sevgi bu şekilde ancak ülkemizde hayat bulacaktır.Bu ülkenin tarihinde farklı düşüncelerin oluşturduğu düşünceler tarihi yatmaktadır ve her bir düşüncenin zenginlik olarak içselleştirilmesi Aslında İnsanlığa hizmet etmektir.İnsan da Filozofların bağlı olduğu Felsefenin temelini oluşturmaktadır.


Yorumlar
Yorum Gönder