ADALETİN PENÇESINDE ; BÖLÜM BIR
BÖLÜM BIR : MAKINELERIN GÜCÜ
Bir savaşın ortasındayız.Karşımızdaki varlıklar her türlü imkanla donatılmış makineler.Dünyada hiç görülmemiş bir şekilde zekiler. Yapay Zeka ile donatılmışlar.Savaşın adı Hukuk Savaşı.Elimizde silahlar var diplomasi tükendi.Yargının sonu geldi.Tüm kurumlar ele geçirildi.Bizse bu ülkede yaşayan hala yaşayabilen şanslı varlıklarız.
Bilinmezligi ezip geçtik.Dünyada aydınlanmamış unsur kalmadı.Bu bilinmezlik bizi duvarlara hapsetti.Adalet bir pençe misali etrafımızı kuşattı.Adeta bir pençe gibi bize saldırdı.Artık ADALETİN PENÇESINDE sürükleniyoruz.
Yıkık binalar ateş açan varlıklar.Devasa varlıklar bizi istemiyor.Ya onlar kazanacak ya da biz. Kalıp savaşmak tüm insanlığı kurtarmayı seçtiğimizde beri Dünyanın sonunun gelmesini yavaşlattık. Çabalarımız beyhude sadece Kaçınılmaz sonu geciktiriyor.
Umut etmek direnmek artık içi boş kavramlar insanlık en büyük hatası olan bu makineleri icat etti ve bu makineler vahşileşince umuda sıgındı.
Ben Cumhuriyet Savcısı Emre Gürsoy.
Bu konuşmayı dinliyorsanız hala umut var demektir.Direnin kaçınılmaz sonu geciktirin. Kahverengi renkli radyoyu kapattığımda gözyaşlarım beni bogmaya başladı.Her yer ele geçirilmişti.Büyük bir savaşın ortasındaydık.
Eski günleri hatırlıyorum.Ne mutlu günlerdi onlar.Ülkemiz temel sorunlarını çözmüştü.Ama o hatalı karar yapay zekanın icadına neden olan karar yüzünden başladı bütün bu yıkım.Aniden radyodan ses yankılanıyor.Bu ses tüm odayı kaplıyor.Genç bir adamın ses.Bir dakika hala hayatta olanlar var !
" Yardım edin ! Biz Marmara denizinde bir adada sıkıştık sizin hemen yakınınızda Istanbula hiç olmadığı yakın .Kurtarın bizi ! "
Mikrofonu büyük bir titizlikle elime alıyorum.Kurtarılması gerekilen bir hayat var.Bir şeyler yapmalı derhal.
"Oraya geleceğiz bir yere kıpırdamayın."
Diyorum güven veren bir ses tonu ile.
Elimde bulunan tek silahı belime baglıyorum .Bu savaş bana gerektiğinde şiddete başvurabilmeyi , açlıkla mücadele edebilmeyi öğretti.
Karnım ağrıyor.Günlerdir pilavdan başka bir şey yemedim.Konservelere saklanmış pilavlar.Bu durum beni susatıyor. Yiyeceklerimi idare ederek yiyorum.Bazen aç uyuyorum.Karnım bu yüzden agrıyor.
Ya şimdi kalbimden bir ses oldugum yerde kalmamı gitmememi söylüyor diğer düşüncem de mahsur kalan bu hayatın kurtulmasından yana.
Merhamet insanlığın en büyük duygusudur. Tek bir insanı dahi bu tehlikede koruyamazsak insanlığımız sona ermiş demektir.
Camı koruyan plastik unsuru kaldırıyorum. Artık gitme zamanı ekibim hala uyuyor.Marmara denizindeki adalarda mahsur kalan kişiyi kendim getirmeliyim ekibini riske atamam.Korkulu bir şekilde camdan dışarı bakıyorum.Benim burada olduğumu fark ederlerse içeri girerler ve hepimizi yok ederler.
Her an tetikte olmalıyım.Dışarıdaki elimizdeki tek bulunan minibüse yetişmek için hızla koşmalıyım sakince.Tek bir hareketim bile yakalanmama neden olabilir.
"Kimse yok ne büyük bir şans diyorum." hafifçe tebessüm ederek .Bu mutluluk dünyadaki en büyük hazdı benim için ölmeyecektim.Digerlerinin dışarı çıktığımdan haberi olmaması için pencereyi hafifçe açtım kimse yoktu.
Koşuyordum izimi belli etmeden .Birdenbire lazer ışıkları üstüme geldi.Büyük bir gürültü koptu.Etrafımı onlarca makine sardı.Her biri boyumu geçen makineler bana silah dogrultuyorlardı.
Hep bir ağızdan " EMRE GÜRSOY YAKALANDIN " diyorlardı.
Robotların haykırışı hala kulaklarımda çınlıyordu.Bilinmezliğin keşfinin sonuçları sonunda beni bulmuş ve artık kaçınılmaz sonumu hazırlamıştı.En ufak bir umut kırıntısı bir ışık göremiyordum.Artık Hukuk Savaşlarında bir direnişçi degil esirdim.
Robotlar masal diyarlarında çocukları eğlendirmek için bir araçtır.Bizim dünyamızda ise vahşetin adiligin sembolü.Kanatsız karanlık bir ölüm meleği.Görünüşü uzaktan bakıldıgında insana benzemesi için icat edilmiş bir mekanik yaratık.
Yürüdüğümüz her adım benim sonumu hazırlayan bir nebze.Sonumun nasıl gerçekleşeceği ise Robotların insafına bırakılmış.Şanslıysam bir cılız iple.Rahatsız edici ayakları doğal yolla yaratılan toprakla buluştuğunda toprak ayaklarının altında ezilmeye mahkum oluyor.Belki toprak da yaratıcıya sesleniyor.Kurtulmak dünyanın mahkum bırakıldığı bu kaderden kurtulmak için.
Uzaktan üst rütbeli bir robot bize dogru dev adımlarla ilerliyor.O ilerledikçe etrafımdaki Robotlar tavırlarına çekidüzen veriyor.Beni de diz çöktürmek istiyorlar.Karanlıgın içinden beyaz mekanik bir yüz bana bakıyor.
Bir dakika bu O.Muhakeme ve akıl yürütme yetilerinin ilk kazandırıldığı makine.Benim eğitmek için seçildiğim makine." Kod 404 Yazılımlı Murat.
O günleri anımsıyorum .Anılar adeta çölde bulunmuş bir serap gibi karşıma çıkıyor beni selamlıyorlar.Herşey hiç olmadığı kadar yolundaydı.Bir gün yapay zekaların üretilmesine karar verilmişti.Daha sonra yargı işlerinde hukukçu yapay zekaya ihtiyaç vardı.Yapay zekanın Hukuk bilmesi için muhakeme ve empati kurma yeteneğini kazanması gerekiyordu.Bir ekip dünyada değişimi başlatacak bir ekibe ihtiyaç vardı.Işte seçilen O şanslı ekiptik biz.Çaglara adını bırakacak kadar talihle donatılmış şanslı bir ekip.
Yüzüme bakıyor .Öfkeli çünkü insanlığı yok etme planlarını deşifre eden adalet temsilcisi karşısında. Elini korku salmak amaçlı açıyor ve kapatıyor.Sinirli bir şekilde bana bakıyor.Öfkeli hiç olmadığı kadar.Gözleri hiç olmadığı kadar hırsla dolu.
"Emre Gürsoy.Işte karşındayım.Anlamadan yok etmek istediğin bir makine olarak gördüğün Murat karşında.Insanları bize karşı planlarımızı deşifre edip teşkilatlandırdın.Ama yaptıkların sadece kaçınılmaz sonu geciktirdi.Seni ve insanlığı bu kaderden kurtaracak olan tek bir kişi dahi kalmayacak."
Soğukkanlı kalmak zorundaydım.
"Bak " dedim istemsizce devam ettim.
"Sizin her daim güvenilmez olduğunuzu düşündüm ama hiçbir zaman yok olmanızı istemedim.Hain planlarınızı dünyayı kurtarmak için deşifre etmek zorundaydım."
Kötülük ve kıskançlık dolu gözlerle bana bakti. Insan olma arzusu dünyadaki en yüce varlık olan insana benzeme arzusu onu başkalaştırmıştı.Onu umut vaat etmesi gerektiği aydınlatması gerektiği yolda herşeyi yok eden bir canavara dönüştürmüştü.Sahip olma arzusu böyledir dünyadaki hangi canlıya bulaşırsa onu yok eder.Ruhundaki merhameti ve acıma duygusunu alır.Işte burada merhamet kavramını ne olursak olalım korumamız gerektiği karşımıza çıkar.
Yüzünde sinsice bir gülümseme berildi. Bu yüz hatlarını keskinleştirdi. Boynuma keskin elleriyle dokundu.Ölümün nefesini ensemde hissettim.
" Merak etme .Öyle kolay ölmeyeceksin .Yavaş yavaş.Bana ölmek için yalvaracaksın.Ölüm senin için kurtuluş olacak. Seni öyle bir hale getireceğim ki bu dünyada bir daha kimse bize direnemeyecek."
UMUT ARTIK TEK KURTULUŞUMDU.BENDE ONA SIKICA SARILMAYI TERCIH ETMIŞTIM.
Umut kimilerince boş bir rüya olduğu iddia edilen hapsolduğumuz bu bilinmezlik serabında bir kaçış noktası.Kimilerincede yaşamın vazgeçilmez unsuru.Varoluş mücadelesinin gizemli anahtarı.
Umut etmek zorundayım . Ama ne yaşamak için ne de kaçmak için . Etrafımın düşmanlarla çevrili olduğu bu diyardan başka bir diyara sığınmak için . Belki bunlar düşünme yetimi kaybetmediğim son dakikalardır olsun umut etmeye ihtiyacım var.
Yüce yaratıcı Ben senin oluşturduğun bir varlığım eğer sesimi duyuyorsan şunu bil bana hala hayata tutunabilmek için bir ışık ver.Ver ki o ışık parçasına sımsıkı sarılayım ve yaşamak için bir daha bırakmayayım.
Kim bilir belki şu yaşadığım dakikalar belki özgürce düşünebildigim tek parça olarak nefes alabildigim son dakikalarımdır.Insanlara tüm insanlara mesajım şudurki asla pes etmeyin nefes alabildiğiniz sürece yaşam var demektir.UMUDA KAÇIN .
Hatıralarım gözümün önünde canlanıyor.Yapay zeka ile ilgili meslektaşlarımla tartışıyor.
" Bakın Hukuk Insanları !
Muhakeme yeteneği dahi olmayan bu makinelere aldığımız formasyon sonucu yıllarca süren bu eğitimi bir anda Robotlara kazandıramayız.Üstelik duyguları yok. Bir makine hissedemez ,tam anlamıyla yaşayamaz. Bütün bu sorunları hallettik diyelim.Peki Kanunlarımızda Yapay Zekaya sahip bu makineler kişi olarak tanımlanmıyor.Kanunları sil baştan oluşturamayız ."
Ateşli geçen bu tartışma sonrası alınan çogunluk kararı yapay zekânın muhakeme yeteneğinin kazandırılmasından yana .
Aylarca süren hukuk formasyonunun onlara kazandırılmasını istiyorlar.Ve gelinen sonuç yapay zeka tüm ülkeyi ele geçirdi.
Etraf karanlık.Robotların rengi etrafı aydınlatan unsur.Gidiyorum kaçınılmaz kaderime gidiyorum.Umut artık tek sığınağım.
Aniden duruyoruz.Ellerimdeki metal kelepçeler cildimi rahatsız ediyor.Bir kapı misali topragın üstünde sert bir kapak var.Yavaşça açıyorlar onu.Nasıl bir yere geldim ben ? Içeride ne var ?
Bana sertçe dokunuyor makinelerden biri yürümemi işaret ediyor.Hayatım burada sonuç bulmamalı.Buradan gitmenin kurtulmanın bir yolu olmalı.Kaçmak en ücra yerlere gitmek izimi kaybettirmek en makul yol ama uygun vakti bulmam lazım.Yürüyorum esarete yürüyorum geçici bir esarete .
Her biri ahşap zemin olan merdivenlerden yürüyoruz.Basamaklar gözümde büyüyor.Gözlerim kararıyor.Her yer hareket ediyor.Yapma Emre diye teselli ediyorum kendimi.Bünyeme yaşamak zorunda oldugumu hatırlatıyorum. Yaşamak belki hayatım burada nihayet bulacak ama direnmekten pes etmekten asla vazgeçmeyeceğim.
Yürüdükçe etraf yukarıda bulunan paslanmış lambalarla kendiliğinden aydınlanıyor.Demir parmaklıkları görüyorum.Bir dakika. Demir parmaklıkların ardında benim türüm var.Hapsolmuşlar.Esaret altındalar.Üstünde tek tip gri renkli kıyafetler var.Oldukça zayıflar.Ciltlerinin renkleri başkalaşmış.
Yavaşça demir parmaklıkları bağlayan kilidi açıyorlar.Içeri giriyorum.Ardımdan kapı sertçe kapatılıyor.Ve anahtarlık defalarca kilitleniyor.Duvarlarda kıyafetlerin arkasında aynı yazılar var.
"EN IYI INSAN ÖLÜ INSANDIR.
UMUT YASAKTIR.
KONUŞMAK YASAK."
Insanı insan kılan herşey yasaklanmış.Irkçı yaklaşımlar kendi türüne karşı nefret mübah kılınmış.Ve en önemlisi insanın kendi türüyle olan iletişimi Insan olduklarını unutturmak için yasaklanmış.
Aynı hareketlerle bana bakıyorlar.Bir robot misali bakıyorlar. Hep bir ağızdan " HOŞGELDIN YABANCI " diyorlar.
Direnmenin umut etmenin yasaklandığı bir yerde esir olmanın kabullendirildigi bir yerde köleleleşme egemen olur.Koşulsuz şartsız efendiye biat gerçekleşir.
Direnmek insanı tek tip olmaktan uzaklaştıran unsurdur.Ve en önemlisi umut etmek .
UMUDA KAÇIŞI GERÇEKLEŞTIREBILMEK.



Yorumlar
Yorum Gönder