HUKUK DEVLETİ VE POLİS DEVLETİ KISKACINDA ; TÜRKİYE
Ülkemizin Anayasasında bir '' Hukuk devleti '' olduğumuz iddia edilir.Peki gerçek anlamda bir hukuk devleti miyiz ?Yoksa insan haklarının temelini oluşturan bu ilke günümüzde hiçe mi sayılmaktadır ? Bir hukuk devleti veya polis devleti olduğumuz iddialarına geçmeden önce Hukuk devletini ve Polis Devletini tanımlamak gerekir.Hukuka lafla bağlı değil gerçekten bağlı olduğu ülkelere hukuk devleti denir.Örneğin X ülkesinde yönetenler hukuku her seferinde ikinci planda tutuyorlarsa X devleti bir hukuk devleti olmaz .X devleti Polis Devleti olur
Hukuk devleti sadece görünüşte değil uygulamada da var olmalıdır ki halk X devletinde huzur içinde yaşayabilsin.Peki özgürlüklerin aşırı sağlandığı bir ortam güvenlikle çelişir mi ? Doktrinde özgürlük ve güvenlik için adeta madalyonun iki yüzü denilmektedir.Ne özgürlük güvenlik olmadan ne de güvenlik özgürlük olmadan yaşayabilir.O halde şunu söyleyebiliriz özgürlük için güvenlik güvenlik için özgürlük ! Örneğin güvenliğin esas olduğu yönetenlerin yararı için veya ülke yararı için sürekli bir ülkede Olağan üstü yönetim usullerinin uygulandığını düşünelim.İşte o ülke de artık güvenlik esas alınmış ve özgürlük terk edilmiştir.Madalyonun sadece bir yüzü esas alındığından ilgili ülke de hukuk devletinin üçüncü şartı olan güvenlik sağlanamayacaktır.Ölçülülük güvenliğin tamamlayacısı olan bir başka ilke olup kaynağını anayasadan almaktadır.Varılan amaçla elde edilen yarar arasında bir denge kurularak hakkın özüne ( çekirdek haklara ) saygı duyulmasıdır ölçülülük.Örneğin ; bir ülkede miting düzenlenecek olsun.Mitingi tamamen yasaklarsanız hakkın özüne zarar vermiş olursunuz.Ancak ve ancak miting için farklı bir yer gösterebilirsiniz.Ceza hukukundan bir örnek verelim.Örneğin bir kişi hakkında başlangıç şüphesi olmamasına rağmen tutuklama kararı verirseniz bu ölçülülüğe aykırı olacaktır.Çünkü bir şüphelinin tutuklanması için kuvvetli şüpheye ihtiyaç vardır.Örneğin Şüpheli X hakkında yürütülen bir soruşturmada X hakkında uygulanması mağduriyete yol açan bir koruma tedbirini uygulayamaz ve icra edemezsiniz.İnsan hakları gerçekten eğer bir ülkede uygulanırsa o ülke hukuk devletine dönüşür .İnsan haklarına dayalı bir devlet olmanın sırrı onu uygulamaktan geçer.Bu kapsam da yürürlülükte olan Ceza Muhakemesi kanunu insan haklarına uygun bir şekilde dizayn edilmiştir.Yeterki biz onu dogru uygulayalım kötü niyetten sakınalım.Yine Bahri Öztürk ten bir alıntı yapmak istiyorum.''Ferdin kayrılması anarşiye devletin kayrılması da baskıcı bir yönetime yol açar.''Burada baskıcı yönetimden kasıt yönetenlerin hesap vermedikleri polis devleti ,ferdin kayrılması ise ayrıcalıklı kişilerin sınıfların doğması ehil kişilerin gerekli makamlara gelmemesi olan liyakatin terk edilmesidir.Gelelim ülkemiz Türkiyenin durumuna ülkemiz Türkiye hukuk devletini oluşturabilecek bütün yasalara sahiptir.Sorun uygulamadadır.Ülkemiz polis devleti olmaktan yasalar nezdinde çıkmış uygulama dada çıkmalıdır çünkü bu ülke halkı bunu hak ediyor.Hatırlatmak gerekirse en iyi kanunlar en kötü uygulayıcılar elinde kötü yorumlanır en kötü kanunlarsa en iyi uygulayıcıların elinde en iyi şekilde yorumlanır.Yeter ki uygulamadaki eksiklikler giderilsin !



Yorumlar
Yorum Gönder