DUYGU VEYA ADALET İKİLEMİNDE
Günümüzde en sık duyduğumuz kavramların başında '' DUYGULAR ,VİCDAN '' geliyor.Bir İnsanın nefes alabilmesi için oksijene ihtiyacı olduğunu hepimiz biliyoruz .Peki ya hayata tutunmamızı sağlayan unsurlardan biri oksijense , kalbimizin uykuya dalarken gözlerimizi kapattığımızda rahat uyumamamızı sağlayan özne ise '' VİCDAN'' , '' DUYGULAR'' ımızdır.Vicdan kimsesizlerin ayakta kalmasını sağlayan ,evinde rahat oturan birinin ise her anında yüreğini sıcak tutan unsurdur aslında.
Merhamet duygusundan yoksun vicdanın ne olduğuna dair en ufak gayesi olmayan insanlar kaybetmeye mahkumdur.Bazıları için vicdan duygusunun yok sayılmasında sözde temel gayeyi adalet bilinci olduğunu savunur.Onlara kaskatı insanlara duyguların nerede diye sorulduğunda baheneleri hazırdır ''BEN ADİLİM''.Fakat adil olmak duygulardan arınmayı bir makine misali motomod kanun uygulayıcısı olmayı mı gerektirir ? Bana göre bir bireyin adil olması Duygularından soyutlanmayarak onlara sahip çıkarak Hayatta kalma mücadelesi vermektir.Hukuk maskesi altında bireyin hislerinden kopmamasıdır '' ADİL OLMAK .''RONALD DWORKİN 'İN İDEALİSM ÖĞRETİSİ
Hukuk teorisyeni ,filozof ,tarihçi Dworkin Anglo Sakson Amerikan ( İngiliz /Common Law ) hukukçuların en başta da Hakimlerin Tarafsız olmasını savunuyordu.Ama ona göre bu tarafsızlık duygularından arınmasını gerektirmezdi.İngilizler Common Law u yaratırken şöyle düşünüyorlardı : Eğer tarafsız bir yargılamadan bahsedilmek isteniyorsa son kararı Hakim değil Halkın temsilcilerinden oluşan halktan gelen kimseler vermeliydi.Bu amaçla Juri Sistemini yarattılar.jüri sistemi asırlar boyu uygulandı ama şu anda İngilterede dahi jüri sisteminin hakimin takdir yetkisinin egemen olduğu Ceza Yargılamalarında dahi terk edildiğini görüyoruz.Jüri Sisteminin gerçekte faydalı olup olmadığı tartışılır.Elbette bu yazıda yapılan açıklamalar Kara Kıta Avrupası Sisteminden etkilenen ülkemizde Jüri Sisteminin etkin olması gerektiği düşüncesinde olduğumu göstermez.Bu örneği vermekteki amacım şudur ki İnsan duyguları harici düşünüldüğünde bir makineye dönüşür.Bir makine hissedemez ,tam anlamıyla etrafındaki olayları kendi mantık süzgecinden geçirerek yargılayamaz.Bu yüzden İnsan Hakimler duygularından arınmadan yargılama yapmalıdırlar.Duygulardan arınarak yapılan yargılama bir makinenin yaptığı yargılamadan farklı olamaz.
Bir çok sanat eserinde Hukuk İnsanlarının duyguları olmadığı zaman vicdanının da olamayacağını bu sebepten motomod kanun uygulayıcısına dönüşecekleri anlatılmaktadır.
SAHİ NEYDİ VİCDAN ?
Vicdan en basit tanımıyla toplumdan uzakta yaşadığımızda rahat bir uykuya dalabilmemizi veya yürüyüşe çıkarken bizi azaba sokmadan rahat nefes alabilmemizi sağlayan şeydi.Kimsesizlerin sığınağıydı Vicdan.En kolay tabiriyle İNSAN KALABİLMEMİZİ sağlayan yaşama gayemizdi.Vicdan duygusu olmayan bireyler hep yüreklerinde bir burukluk yaşarlar .Vicdan bir duygudur aslında hep kalbimizde taşımamızı gerektiren.Adaleti uygulayarken kalbimizin bir köşesinde bulunmalıdır.Yoksa bir azap insanın ruhunu esir alır.Adil olmak isteyen bir bireyin taşımasını gerektiren bir şeydi VİCDAN.
SONUÇ OLARAK ; Adil olmak isteyen bir İnsan veya bir Hukukçu Adalet ve Hisleri arasında kaldığı ikilemde nasıl bir yol izlemelidir .İşte bu tartışmada açıklık getirmemiz gereken temel noktamızdır.Adalet veya Duygular İkileminde bir tercihte bulunmak bizi Daha çok bir ZORBAYA dönüştürür.Olması gereken duygulardan arınarak yargılama yapmak veya adil olmak isteyen bir insanın hep ciddi kaskatı görünmesi değil ,hissederek yaşayarak telkin ve görüşlerde bulunması hukukçuların ise duygularıyla yargılama yapmasıdır.



Yorumlar
Yorum Gönder