GELİŞEN
TEKNOLOJİ VE AHLAK
ÖZET
İnsan doğasının hayatta kalabilmek ve yaşam konforunu
arttırmak için göstermiş olduğu çabaların sonucu olarak ortaya çıkan teknoloji
ile birlikte en temel varoluşsal durumlardan biri olan ahlak arasında nasıl bir
ilişki kurulmaktadır. Ahlak algısı ve toplumda var olan kültürel kodlar karşı
çıkılmaz derece hayatlarımıza nüfuz eden teknoloji karşısında nasıl bir şekle
bürünmektedir. İnsanlar bu duruma adapte olurken ahlaki olgularını mı
esneteceklerdir yoksa teknolojik gelişmelerle olan bağlarını mı
zayıflatacaklardır ? Ahlaki olgularını esnetmeyi tercih eden toplumların
kültürel bağlılıkları daha mı zayıftır yoksa farklı bir parametre mi devreye
girer? Bu soruların cevaplarına ilişkin akıl yürütmeler henüz sonuçlanmamıştır.
Anahtar kelimeler: Teknolojik
gelişmeler, ahlak algısı
Teknoloji Nedir? Neden
Teknolojiye İhtiyaç Duyulur ?
Teknoloji, insanlık tarihinin en başından beri insanla
beraber var olmuş bir gerekliliktir. İnsan, gerek hayatta kalmak için gerekse
yaşamsal faaliyetlerinde kolaylık sağlamak amacıyla kendisini, kullandığı
aletleri, yaşadığı çevreyi geliştirmek için amaçsal eylemlerde bulunmuştur.
İnsanın bu eylemlerinin sonucuysa teknolojiyi doğurmuştur. Teknoloji yapısı
itibariyle dinamiktir. İlerleyişi, insanoğlundaki merak ve ihtiyaçlar arttıkça
devam eder. Teknolojinin gelişiminde iktisatlı olmak gibi bir terminoloji
bulunmamakla beraber ‘son’ denilebilecek bir merhale de bulunmamaktadır.
Bundan mütevellit yığılma yöntemiyle ilerleyen gelişimler zaman geçtikçe hızını
arttırır. Bilinmektedir ki teknoloji sanayi devrimini başlatan buhar
makinasının icadından bu yana dünya tarihinde görülmedik bir hızla
ilerlemiştir. Bu durum içinde bulunduğumuz yüzyıl için değerlendirilecek
olunduğunda ise teknolojik gelişmelerin tahmin edilemez bir hız limitine
ulaştığı görülecektir.
Ahlak Nedir ?
Ahlak yüzlerce yıldır tanımı
yapılmaya çalışılan ve onlarca farklı tanıma sahip bir terim olsa dahi kısaca
tanımlamak gerekirse; toplumların kültürleri ve aynı zamanda bünyesinde
barındırdıkları dini inanışlarla birlikte toplum genelinde yer edinmiş olan ve
aksi yöndeki hareketlerin açıkça ayıplandığı yazılı olmayan kurallar bütünüdür.
Öyle ki bu yazılı olmayan kurallar toplumların pozitif hukuk anlamında yapmış
oldukları anayasal ve hukuksal düzeni dahi birebir etkiler. Nitekim ahlaki
olgular bireylerin toplumsal statülerinin dışında kalan ve içselleştirdikleri
ilkeleri ihtiva eder. Bireylerin yaşamış oldukları toplumda bu ahlaki
normlardan kopmaları, ödemek zorunda kalacakları bedeller sebebiyle mümkün
görülmez. Birey ancak ve ancak bu kopuşu gizliden yahut farklı bir toplumun
içine karışarak yaşayabilir. Kişinin yapacağı eylemleri seçerken göz önünde
bulundurduğu, saklamak istediği veya uygun göstermek için harcadığı çabaların
tamamı da ahlak tanımı içerisinde yer alabilir.
Teknolojik Gelişmeler
Karşısında Toplumların Ahlakı
Ahlak algısı her ne kadar toplum
içindeki bireylerin birbiriyle ve toplumla olan ilişkilerini düzenlese de tek
parametresi bunlar değildir. Ekonomi, eğitim, siyasi eğilimler ve teknoloji
gibi dinamik kavramlarda ahlaki olguların oluşumunu ve var olan olgularınsa
sarsılmasını yahut değişmesini açıkça etkiler.
Konuyla alakalı bir örneği ele almak gerekirse, Türk
toplumu yardımlaşmanın ve paylaşmanın en temel ahlaki ilkelerden olduğunu
hissettiren kültürel ve aynı zamanda dini olgulara sahiptir. İslam toplumu
olarak anılan toplumumuzda dini olarakta paylaşmanın ve yardımlaşmanın önemi
sıkça vurgulanmıştır. Bu minval de bakıldığında toplumumuzda ki bir bireyin
kendi evinde pişirdiği yemeği komşusuna kokusunun gitmiş olması ihtimalini göz
önünde bulundurarak ikram ettiği, bir ziyaret anında yapılan ilk eylemin gelene
yemek ikram yahut teklif etmek olduğu, aksi durumlarınsa ayıp olarak kabul
edildiği görülmektedir. Ancak teknolojinin gelişmesiyle hayatımızın her
alanında varlığını hissettiğimiz sosyal medya platformlarında bu durum çok
farklı bir şekilde seyreder. Aynı ahlaki ve kültürel normlara sahip olan
bireyler gerçek yaşantılarında komşusuna yaptığı yemeğin kokusunun gitmiş
olması ihtimalini göz önünde bulunduracak kadar hassas olsalar dahi sosyal
medya da bu yemeğin en güzel fotoğraflarını paylaşırken aynı hassasiyete sahip
olmazlar. Bu durum kişilerin kültürel ahlaki ilkelerinden vazgeçtikleri
anlamına gelmemekle beraber o ilkeye uygun olmayan bir davranışın birçok kişi
tarafından yapılmasına duyulan güvenin gelişmesi anlamına gelir. Yapılan
davranış hala ayıplanabilir durumdadır ancak yapıldığı mecranın değişmesi sanki
davranışın niteliği değişmişçesine bir algı uyandırır. Toplum bu ahlaki
ilkesinden ödün vermek istememekle birlikte bu davranışın sosyal medya
üzerinden yapılması konusunda bir istenç duyar. Toplum burada ki çelişkinin
giderilmesi için bir vazgeçiş yöntemi bulamadığından bu iki olgunun farklı
olduğuna inanmayı tercih eden bir reaksiyon gösterir. Nitekim bu durum aradaki
çelişkiyi sonlandırmasa da bireylerin ahlaki ilkelerine olan bağlılıklarına
aynı ölçüde bağlı oldukları hissini taze tutmak için yeterlidir.
Bir başka örnekte ise, yine toplumumuzda görülmekte olan
bekaret algısı üzerinden inceleme yapabiliriz. Bilinmektedir ki ataerkil bir
toplum olan toplumumuzda –toplumun tamamında geçerli bir ahlaki ilke olmasa da
büyük bir bölümü için geçerli olan bir ilkedir- kadının evlilik öncesinde cinsel
tecrübesinin olması erkek açısından ve toplum ahlakı açısından doğru
karşılanmamaktadır. Her ne kadar çok derin bir tartışmanın ana teması olsa da
bu ahlaki ilkenin temellerinde eril tahakkümün, bir sahiplenme hissinin ve dini
olguların var olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bahse konu ahlaki ilkenin (evlilik
öncesi cinsel tecrübenin ahlak dışı görülmesinin) esas çıkış noktası bireyin,
üzerinde mutlak tahakküm algısının bulunduğunu düşündüğü, ‘benim, bana ait
olan’ olarak gördüğü kadının daha önceden bir başkasının tahakküm alanına
girdiğini düşünmüş olmasıdır.
Bununla beraber gelişen teknoloji ile birlikte kadınların
cinsel ihtiyaçları için kullanabileceği yapay zekalı seks robotları üretilmiş
hatta geçtiğimiz aylarda satışlarının başlayacağını bildiren haberler
yapılmıştır. Peki bu durum karşısında toplumun ahlaki ilkeleri ile ters düşmek
istemeyen bir kadının, sırf ahlaki ilkelerine bağlı olmasından kaynaklı olarak
başka erkeklerle cinsel ilişkiye girmek yerine teknolojinin sunmuş olduğu yapay
zekalı seks robotlarını tercih ettiğini düşünelim. Bu durumda kadın başka bir
erkekle cinsel ilişki yaşamamış olacak ancak bakire de olmayacaktır. Böylelikle
kadın, mevzubahis ahlaki ilkenin temellerinde yatan felsefeye karşı çıkmamış
olacak hatta ahlaki ilkeleri önemseyen bir birey olacaktır. Fakat toplumun bu
kadına ahlaki ilkeler çerçevesinde bakışı ne olacaktır/olmalıdır? Esasen ilgili
ahlaki ilkenin temellerinde yatan felsefe açısından değerlendirildiğinde bu
davranış ahlaka aykırı olarak nitelendirilmemeli aksine ahlaklı bir eylem
olarak değerlendirilmelidir. Oysa ki günlük hayatın olağan akışına bakıldığında
bu durumun pekte hoş görülmeyeceği tahmin edilebilirdir. Toplum bu noktada da
gelişen teknoloji ile ahlaki ilkelerinin çatışmasında ahlaki ilkeleri yönünde
hüküm vermektedir. Bu ikili tavır toplumun yeni bir parametre olan teknolojik
gelişmeler karşısında net bir tavrı henüz benimsemediğini göstermektedir.
Anlaşıldığı üzere gelişen teknoloji ile toplumların
yerleşik ahlaki ilkeleri çokça çatışmakta olmasına rağmen bu çatışmaların her
biri için toplumun göstermiş olduğu reaksiyon farklıdır, farklı olacaktır. Görülmektedir
ki toplum yüzlerce yıl boyunca birikegelmiş ahlaki ilkelerinden kimi zaman
vazgeçme yönünde eğilim göstermekte kimi zamansa bu ilkelere daha da
bağlanmaktadır. Burada yapabileceğimiz en net çıkarım yalnızca toplumun
yerleşik bir algısının bulunmadığı üzerine yoğunlaşır. Bu nedenle tüm
teknolojik gelişmelere karşı toplumdaki yansımaları inceleyebileceğimiz bir
argümanımız olmadığını görmekte, önümüzde ki zamanlarda ise teknolojik
gelişmeler durmaksızın devam edeceğinden bu belirsizliğin bir sürekliliğe sahip
olacağı anlaşılmaktadır.
KAYNAKÇA
·
Sinan Özbek- Pratik Felsefe Yazıları,
Notos Yayınları Basım 2011
·
Nilgün Çelebi – Bilge Yayın Tanıtım Tahlil
Eleştiri Dergisi, Ahlak, Etik ve Toplum -
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Basımevi Cilt 10/2003 Kış 39
·
Aytekin İşman – Dergipark - Teknolojinin
Felsefi Temelleri - 2018, Cilt 8 ,
Sayı 14 s.599-632
·
https://tr.sputniknews.com/bilim/201805201033519429-kadin-mutlu-seks-robotu-henry-satisa-cikiyor/


Yorumlar
Yorum Gönder