DİNOZORLAR ÜLKESİ
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda çok güzel bir ülke
varmış. Ülkede ki insanlar çok mutlu ve huzur içinde yaşıyorlarmış. İstedikleri
kadar yiyecek ve içecekleri varmış. Herkes birbirini çok sever, yardım eder ve
sürekli birbirlerini gidip çok güzel yemekler yerlermiş. Hem yemek yiyip hem de
birbirlerine masallar anlatırlarmış.
Bu güzel diyarda herkesin karnı doyar, yüzü güler, huzur ve
barış içinde yaşayıp giderlermiş
Ülkenin en yüksek dağında bir mağara varmış.
Söylentilere göre bu mağarada dinazorlar yaşarmış. Ve bir sürü altınları
varmış.
Ülkede ki insanların çoğu hiç merak etmezlermiş, çünkü
herkesin yeterince yiyecek ve içeceği varmış dinazorların altınlarına ihtiyaç
duymuyorlarmış. Ama ülkedeki bazı açgözlüler merak ediyormuş.
Acaba dağa gitsek görsek mi diye birbirlerine söylerlermiş.
Ama aynı zamanda çok da korkuyorlarmış.
Bir gün bu diyarın meraklı ve açgözlü insanları
biraraya gelip bir karar almışlar. Yanlarına silah alıp dinazorların olduğu
mağaraya gitmeye karar vermişler. Ama ülkede ki diğer insanlara söylememişler.
Gel zaman git zaman derken ilkbahar gelmiş dağlardaki karlar
erimiş havalar ısınmış. Bu meraklı grup bir gün sabah erkenden dağa çıkmak için
yola çıkmışlar. Az gitmişler uz gitmişler dere tepe düz gitmişler sonunda dağın
eteğine varmışlar.
Birlikte dağın eteğinde otururken bir karar
almışlar. Dinazorları öldürüp altınlarını aldıktan sonra hiç kimseye
söylemeyeceklermiş. Hepsi biraz düşünmüş sonra tamam demişler ve dağın tepesine
doğru çıkmaya başlamışlar. Ama çok korkuyormuşlar çünkü dinazorların kuyruğunda
bir ine varmış.
Söylentilere göre o iğne kendilerine batarsa onlar da
dinozora dönüşeceklermiş. Bu yüzden çok dikkat etmeye çalışmışlar.
Nihayet mağaranın kapısına gelmişler. Sessizce içeri bakmaya
başlamışlar. Bir de ne görsünler mağara altınlarla doluymuş ve dinazorlar da
altınların önünde uyuyormuş. Hepsi çok heyecanlanmış altınları görünce, hemen
silahlarını sessizce dinazorlara doğru çevirmişler, aralarında uzun boylu biri
varmış önce o ateş etmeye başlamış sonra diğerleri de ateş etmeye başlamış.
Dinazorlar çok
şaşırmış, çünkü insanlar onlara daha önce hiç zarar vermemişti.
Çok sinirlenmişler
hepsi bir anda insanlara doğru kuyruğundaki iğnelerle saldırmaya başlamış. Uzun
olan adam hemen yüksek bir yere çıkmış ve ateş etmeye devam etmiş tam o sırada
dinazorun bir tanesi kuyruğundaki iğneyi kalbine saplamış ama dinazor oracıkta
ölü vermiş.
Bir süre sonra bütün dinazorlar ölmüş. İnsanlar çok sevinmiş
altınlara doğru koşmuşlar. Sonra bir anda hepsi dinazora dönüşü vermiş.
Herkes çok şaşırmış koca ağızları ve kuyrukları çıkmış, telaş
içinde ne yapacaklarına karar verememişler. Bir süre oturup düşünmeye başlamışlar.
Uzun olan adam en büyük dinozor olmuştu çünkü iğne kalbine
saplanmıştı. Herkese dönerek altınları alıp ülkeye geri döneriz; demiş. Ama biz
artık dinozor olduk nasıl olur, insanlar bizden korkarlar demişler diğerleri.
Uzun ve büyük olan dinozor, eğer bizden kaçmaya kalkışırlarsa biz de onlara
iğnelerimizi batırıp onları da dinozor ederiz; demiş. Hem bizim bir sürü
altınımız var artık, kendimize çok güzel bir dinozor sarayı yaparız orada
yaşarız demiş. Diğerleri biraz düşündükten sonra tamam demişler.
Altınları yüklemeye başlamışlar o kadar çok altın varmış ki
kırk gün kırk gece kırk haramiler gibi altınları taşımışlar. Ülkenin büyük bir
ormanı varmış bütün altınları oraya getirmişler. Yavaş yavaş ağaçları yemeye
başlamışlar yedikleri ağaçların yerlerine de kendilerine kocaman bir saray
yapmışlar.
Ülkede ki insanların bu olaylardan hiçbir haberi olmadan
huzur içinde hayatlarına devam ediyorlarmış.
Bir gün halktan birileri ormanda gezerken bir sürü ağacın
olmadığını görmüşler, hayretler içinde kalmışlar.
Bu ağaçlara ne oldu diye sormuşlar birbirlerine.
Sonra biraz uzakta
kocaman bir saray görmüşler, gözlerine inanamamışlar o kadar büyükmüş ki daha
önce hayatlarında bu kadar büyük bir saray görmemişlerdi. Ama yaklaşamamışlar
çünkü tuhaf sesler duymuşlar birde hiç insan görememişler. Hemen korkup geri
dönmüşler.
İnsanlara anlatmışlar ama kimse inanmaş.
Dinazorlar sarayını bitirmiş içine yerleşmişler. Yiyip içip
yatıyorlarmış. Bir gün canları sıkılmaya başlamış. İnsanların yanlarına gitmeye
karar vermişler.
Bir sabah ülkedeki
insanlar bağırarak koşuşturmaya başlamış herkes korku ve merak içinde bu
kocaman dinazorlara bakmaya başlamış.
Uzun ve koca ağızlı dinozor korkmayın demiş bizler de sizin
gibi insandık hatta birlikte yaşıyorduk tanımadınız mı bizi? Demiş. Ama halk ne
dediklerini anlayamamış.
Dinazorlar şaşırmışlar çünkü artık insan dilini değil dinazor
dilini konuşuyorlarmış.
Çok sinirlenmiş uzun dinozor diğer dinazorlara dönerek
iğnelerinizi batırın hepsi bizim gibi dinozor olsun demiş. Çünkü bunlar bizi
anlamıyor. Başlamışlar insanlara iğnelerini sokmaya, insanlar bağırıp kaçmaya
başlamışlar ama hepsini yakalayıp dinozora dönüştürmüşler.
Aradan yıllar geçmiş o güzel, mutlu ülke gitmiş
yerine dinazorlar ülkesi gelmiş. Bütün dinazorlar uzun ve koca ağızlı olan
dinazorun sarayına çalışmaya başlamış. Herkes uzun dinazordan çok korkarmış o
yüzden hiçbir dinozor sesini çıkaramıyormuş. Bazı dinazorlar çok pişman olmuş
yaptıklarından, tekrar insan olmak istiyorlarmış ama bunu asla Uzun dinazorun
duymaması gerekirmiş o yüzden ölmesini bekleyip altınları tekrar mağaraya
götürüp insana dönüşmeyi bekliyorlarmış.



Yorumlar
Yorum Gönder