SOSYAL MEDYA ARAÇLARININ SINIRLANDIRILMASI
GİRİŞ
Sıklıkla kullanılan sosyal medya araçları ;Facebook ,Youtube ,İnstagram ,Twitter , Snapchat ve son zamanlarda kullanımı daha da artan Tiktok gelmektedir.Whatsapp da sosyal Medya araçlarının başında gelmektedir. Whatsapp ,Sosyal medya tanımına uygun şekilde insanların birbirleriyle içerik ve bilgi paylaşmasını sağlayan bir sosyal medya platformudur .
Sosyal medyanın yukarıda belirtildiği üzere belli başlı araçları vardır.Whatsapp da bir sosyal medya aracıdır.Makalemizde şu sorulara cevap verilecektir ;Sosyal Medyanın sınırlandırılmasına mı keyfi sınırlandırılmasına mı karşı çıkılmadır ?Anarşist Filozof Foucault yaşasaydı sosyal medyayı da Hapishanenin doğuşu adlı eserinde olduğu gibi insanları gözetim altında tutmak için bir araçlar bütünü olarak mı görürdü ?
Bu sorulara cevap verilmesinin yanı sıra sosyal medyanın sınırlandırılması ile baskı özgürlük ilişkisi sorgulanacak sonrasında pratik yaklaşımlara ve sosyal medyanın uygulamadaki rolüne değinilecek en sonda bazı sonuçlara varılacaktır.
FELSEFİ BOYUT
1.Micheal Foucault’un Gözetim Toplumu Teorisiyle Sosyal Medyanın Sınırlandırılmasını Okumak
Foucault iktidarı şu şekilde tanımlamıştır ; ‘’kendi örgütlenmelerini oluşturan ,güç ilişkilerini dönüştüren, güçlendiren ya da tersine çeviren bir süreç ve bu güç ilişkilerini etkili kılan stratejiler bütünü İKTİDAR dır.’’
PANOPTİKON NEDİR ?
Panoptikon ,İngiliz Filozof ve toplum kuramcısı Liberal Düşünür Jeremy Bentham’ın 1785 yılında tasarlamış olduğu hapishane inşa modelidir.Tasarımın konsepti gözetlemeye izin verir. Şöyle ki ;bütünü (pan -)gözlemlemek (-opticon ) anlamına gelen bu tasarım birkaç katlık tek odalı hücrelerden oluşan bir halka üzerine kuruludur.
Micheal Foucault Hapishanenin Doğuşu adlı eserinde ‘’ KENDİNİ ÖNE ÇIKARAN İKTİDAR BİREYİN OLUŞMASINI ENGELLEMİŞTİR ;OYSA KARANLIKLARA ÇEKİLEN MODERN İKTİDAR HERKESİ BİREYSELLEŞTİRMEK ,GÖZETİM ALTINDA TUTMAK VE CEZALANDIRMAK ,YANİ EGEMEN OLMAK DEMEKTİR.BÖYLECE MODERN İKTİDAR ; ÇOCUĞU OKULLA ,HASTAYI HASTANEYLE ,DELİYİ TIMARHANEYLE ,ASKERİ ORDUYLA ,SUÇLUYU HAPİSHANEYLE KUŞATARAK BİREYSELLEŞTİRMİŞ ,KAYIT ALTINA ALMIŞ ,SAYISAL HALE GETİRMİŞ ,BÖYLECE EĞEMEN OLMUŞTUR .HER KİŞİ BİR YERDE KAYITLI HALE GELİNCE ,HERKES DENETİM ALTINDA OLACAK ,GÖZETİM ALTINDA TUTULACAKTIR .MODERN İKTİDAR BÜYÜK GÖZALTIDIR."
Foucault bize göre burada Sosyal Medyanın insanları duvarlara gözaltına hapsettiğini söyleyerek büyük bir gözaltına sebebiyet verdiğinden bahsetmiştir. Yine de bu konudaki çoğunluk görüşüne değinmek gerekirse salt kelime anlamından yola çıkılarak devlet sosyal medyayı baskı altında tutarak vatandaşlarının özgürlüklerini elinden almaktadır.
Gözetim toplumunun neredeyse ilk olarak bahsedildiği kurgusal roman 1984 ü burada atlamamak gerekir.1984 te totaliter ve baskıcı bir iktidarın kontrolünde olan Okyanusya toplumu anlatılır. Toplum parti ve onun lideri Büyük Birader’in diktatörlüğünde sınıflara ayrılmıştır. Hiyerarşik sınıflamada ortalarda yer alan bir memur ,romanın baş kahramanıdır. Doğruluk Bakanlığı’nda çalışan dış parti üyesi Winston Smith ‘in gözünden baskı altında yaşayan Okyanusya toplumu anlatılır
.
Winston Smith çevresinde yaşananlara tam anlam veremeden kendisine ne söyleniyorsa yapan propagandalara katılan fakat evine gittiğinde gizli gizli düşüncelerini ve yaşadıklarını yazan biridir. Yaptığının suç olduğunu bilir ama kendisini yazmaktan alıkoyamaz .Hayatına bir gün Julia adında gizemli bir Kadın girer. Kadın erkek ilişkisinin yasak olduğu bir zamanda ikili aşklarını itiraf eder ve gizli bir şekilde birlikte olurlar .Fakat düşünce polisi tarafından yakalanırlar .Hemen öldürülmek yerine beyin yıkama işlemine sokulurlar.
Bu romanın Yazarına göre de sosyal medya algı oyunlarına alet olan insanların düşünce polislerinin kol gezdiği bir beyin yıkama aracıdır. Bin Dokuz Yüz Seksen Dört romanı özgürlüğü iki kere ikinin dört olduğunu söyleyebilmek olarak tanımlıyor. Winston un yaşadığı dünyada ise iki kere iki parti ne derse odur anlamına geliyor .Farklı bir şey düşünmek suçtur ve cezası ölümdür. İnsanlar ona söylenenlere inanmak zorundadırlar ve ne istenirlerse istensin yapmak zorundadırlar.
Bir diğer kurgusal romanda teknoloji ve algı yani sosyal medyaya büyük ölçüde yer verildiği için ele almak istiyoruz. Romanın ismi Cesur Yeni Dünya dır. Cesur Yeni Dünya ,Aldous Huxley nin bir romanı ,şaheseri ,magnum opusudur.Brave New World isimli romanın özgün adıdır.Sheakspeare’in zamanında brave kelimesi güzel anlamına geliyordu ,yani kitabın asıl manası ‘’ Güzel Yeni Dünya’dır.
Romanın kurgusu Londra da 26.yüzyılda geçmektedir ve distopik bir atmosfer mevcuttur.Romanda üreme teknolojisi ,öjenik ,uykuda öğretim sayesinde toplum değiştirilmiştir. Aslında tanımlanan dünya bir ütopya olarak da gözükebilir ,fakat ironik bir ütopya ; zira insanlık sağlıklı teknolojik açıdan gelişmiş ,savaşlar ve yoksulluk yok edilmiştir ; tüm ırkların eşit olduğu herkesin mutlak olarak mutlu olduğu bir dünya vardır. Fakat ironik bir biçimde tüm gelişmeler birey için çok önemli olan değerlerin yok edilmesi kaldırılması ile başarılmıştır ; aile kültürel çeşitlilik sanat edebiyat felsefe artık yoktur. Yeni Dünyada artık tanrı Ford’dur. Ayrıca salt zevki önüne gelenle seks yapmada ve vücutta yan etkileri en aza indirilmiş bir uyuşturucu olan soma kullanmada toplum hazcı hedonistik bir topluma dönüştürülmüştür.
Bu romanın yazarına göre de sosyal medya insanları kontrol etmek için algıda kullanılan araçlardan biridir. Huxley hayatta olsa belki evreninde böyle bir romana da yer verecekti.
Tam bu noktada Sosyal Medyayı makalemizde Felsefi gelişmelerle incelemeye son vermek istiyoruz .Şimdi makalemizin asıl konusu olan Sosyal Medya Araçlarının Sınırlandırılmasının Hukuki Boyutunu inceleyeceğiz.
HUKUKİ BOYUT
‘’BENİM ÖZGÜRLÜĞÜM SENİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN BAŞLADIĞI YERDE BİTER.’’
‘’KORKUNÇLUK UYANDIRACAK VE ŞOK EDİCİ BİLGİLERE İZİN VERİLMESİ DEMOKRASİLERİN VAZGEÇİLMEZ UNSURLARINDAN BİRİDİR.’’ AİHM
‘’ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRI HAKARET VE NEFRET SÖYLEMİDİR.’’
Sosyal Medya ile ilgili makalemizde ki kanuni boyutu ve mahkeme kararlarını incelemeden önce şunu belirtmek isteriz .Neden sosyal medya ile ilgili doğrudan düzenleme yok ülkemizde olmayışı bir eksiklik ama güzel haber sosyal medya ile ilgili düzenlemelerin yolda geliyor oluşudur. Makalemizin sonlarına doğru ondan da bahsedeceğiz.
5651 Sayılı Kanun sadece doğrudan interneti düzenliyor o da ip adresi ekran görüntüsü detay hükümler hal böyle olunca Hukukçular olarak biz sosyal medyada işlenen suçlar için ifade özgürlüğünü düzenleyen Aihs 10.Madde ,Anayasa 26.Madde ve hakareti düzenleyen Türk Ceza Kanunu 125.Maddelere gönderme yapıyoruz.
Sırasıyla maddeleri incelemek gerekirse
‘’ Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar.’’
Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/9 md.) Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/9 md.)
Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.’’Anayasa 26 ncı madde
Türk Ceza Kanunu 125 nci Madde ;
‘’ (1) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır. ‘’
Hukuki boyutun başında bazı sözlere yer verdik o sözler ifade özgürlüğü ve demokrasinin temel ilkeleridir.Onlara yer vermemizin sebebi konunun o üç cümlenin etrafında toparlanışıydı.Kanun Maddeleri ise sosyal medya düzenlemelerin alt yapısını içeriyordu.
İnsan hakları evrensel beyannamesi 19.Maddesi der ki ‘’ Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.’’
Biz şu ana kadar ifade özgürlüğüne ilişkin bu maddelerden ve konudan ifade sosyal medya araçlarının keyfi sınırlandırılmaması gerektiğini ,fakat getirilen sınırın doğru olduğunu anladık.Türkiye hakkında ikircikli davranan uluslararası kuruluşların elbette ki ülkemizde adaletsizlikler olmasından yana değiliz fakat her yapılanın adaletsizlik sınıfına sokularak bir bahaneyle ülkemizin üstüne gelinmesine karşıyız.
Uluslararası kuruluşlardan biri Basın özgürlüğü endeksinde Türkiye 180 ülke arasında Irak ,Nijerya ,Libya gibi ülkelerin ardında 154.sıradadır diyerek ülkemize haksızlık etmiştir.Aihm ise En çok Türkiyede süregelen haksızlıkları bahane ederek ülkemize karışmaktadır.
Hukuki Boyutu bitirirken buradan ne anlamamız gerektiği hususlarında
1-SOSYAL MEDYA SINIRLANDIRILMALI AMA KEYFİ SINIRLANDIRILMAMALI.
2-HAKARETVARİ OLMAYAN İFADELER HAKARET GİBİ GÖRÜLMEMELİ.
Şimdi Makalemizin üçüncü boyutu olan Mahkeme Kararları kısmına geçeceğiz.
MAHKEME KARARLARI
Anayasa Mahkemesi verdiği bir kararla sosyal medyada görüş paylaşımının ifade özgürlüğü olduğunu hükme bağlamıştır.Bu ifade Facebook’taki bir mesajın altına yazılan yorumda geçen ‘’ HADDİNİ BİLMEZ ‘’ ifadesidir.Yerel mahkeme ise kararın yoruma maruz bırakılan kişinin kişilik haklarını ihlali olduğunu düşünüyordu.
Anayasa Mahkemesi A.B nin eğitim hakkının ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verdi.A.B nin üniversite dışından da ki özel alanında yapıldığı belirtilen paylaşıma istinafın kararında ,üniversitenin düzenini hangi derece etkilediğine ,ne şekilde bozma tehlikesi meydana getirdiğine ilişkin hiçbir değerlendirmede bulunmadığı vurgulandı.Kararda ‘’ Eylem , kamuoyunca erişilebilir olan ve kendisini doğrudan ilgilendiren bir haber içeriğinin paylaşılmasından ibaret.İçeriği doğru ya da yanlış olsun salt bir haberin paylaşılması başvurucunun yaptırıma maruz kalması sonucunu doğurmamalı.Özgür düşüncenin ve eleştirel aklın beşiği olarak görülen üniversitelerde farklı düşüncelere daha fazla hoşgörü gösterilmesi gerekmekte ‘’ denildi.A.B’nin 5 bin liralık manevi tazminat talebi kabul edildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM ,melike isimli soyadı açıklanmayan bir kadının 2019 yılında yaptığı başvuruyu karara bağladı.AİHM,Türkiye ‘nin Aihs ifade özgürlüğüyle ilgili 10.Maddesini ihlal ettiğine karar verdi ve başvuru sahibine 2 bin Euro ödenmesi gerektiğini kararlaştırdı.
İNTERNET SİTESİNDE YAYINLADIĞI YAZI NEDENİYLE TAZMİNAT ÖDEMEYE MAHKUM EDİLEN KİŞİNİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKI
ÖZET: Ankara’ ya içme suyu olarak verilen Kızılırmak suyunun, kanser vakalarına neden olacağına dair, başvurucu tarafından kaleme alınan ve üyesi olduğu Tıp Kurumu Deneğinin internet sitesinde yayınlanan yazı nedeniyle, Ankara Büyük Şehir Belediyesi Başkanı Melik GÖKÇEK tarafından “kendisine hakaret edildiği ve küçük düşürüldüğünü” ileri sürmek suretiyle başvurucuya karşı açılan tazminat davasında, başvurucunun tazminata mahkum edilmiş olması ifade özgürlüğü hakkının ihlali niteliğindedir. ( Ali Rıza ÜÇER kararı. B. No: 2013/8598)
İNCİTİCİ, ŞOKE EDİCİ YA DA ENDİŞELENDİRİCİ BİLGİ VE DÜŞÜNCELER DE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDADIR
ÖZET: Ulusal bir gazetede çıkan haberler nedeniyle zarar gördüğünü ileri sürmek suretiyle başvurucu tarafından açılan tazminat davasının reddedilmiş olması, ifade özgürlüğü hakkının ihlalini oluşturmaz. Zira ifade özgürlüğü; sadece toplum tarafından kabul gören veya zararsız kabul edilen bilgi ve fikirler için değil, incitici, şoke edici ya da endişelendirici bilgi ve düşünceler için de geçerlidir. ( İlhan CİHANER kararı. B.No:2013/5474)
İNTERNET SİTESİNDE HABER YAYINLAYAN GAZETECİNİN CEZAKANDIRILMASI DÜŞÜNCE VE KANAAT HÜRRİYETİNİN İHLALİDİR
ÖZET: Kamuoyunu yakında ilgilendiren bir haberde, bu haberi duyan gazetecinin bir savcı gibi haberin doğruluğunu kanıtlamakla yükümlü değildir. Kişilik haklarının zedelendiğini ileri süren kişinin genel mahkemelerde dava açma yoluna gidebilir. Başvurucuya, internet gazeteciliği üzerinde; borsada işlem gören şirket yöneticileri hakkında, çok sayıda suçtan dolayı davalar açılmış olduğu yönünde haberler yayınlamış olması nedeniyle hapis cezası verilmiş olması ve verilen hapis cezası ile ilgili olarak, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmış olması, Anayasanın 26 ve 28 maddelerinde düzenlenen düşünce ve kanaat özgürlüğü hakkının ihlali niteliğindedir. ( Orhan PALA kararı. B.No:2014/2983)
Yeni bir Sosyal medya düzenlemesi yolda Türkiye de ki sosyal medyayı kontrol edilmesi için hukuki bir sınırlama yapılacak elbette ki eksikleri var sınırlama yalan haber ve deformasyon ile yakından ilgili. Bunu da makalemize ekledik.
Sosyal medya düzenlemesinin satır başları:
Türkiye'de sosyal medyaya ilişkin yeni bir hukuki tanımlama: Sosyal ağ sağlayıcı, Ülkemizde 1 milyondan daha fazla kullanıcısı olan yabancı platformlar "sosyal ağ sağlayıcı" olarak tanımlanacak.
Her sosyal ağ sağlayıcısının Türkiye'de bir temsilciliği ve temsilcisi bulunacak.
Temsilci gerçek ya da tüzel kişi olabilecek, ancak gerçek kişi olacaksa Türk vatandaşı olma zorunluluğu bulunacak.Türkiye'de temsilci bulundurmayan şirketlere 5 maddelik yaptırım süreci:
Ülkemizde temsilci bulundurmayan şirketlere, bulundurmadıkları süre boyunca sırasıyla aşağıdaki cezalar verilecek.İlk etapta temsilci bulundurulmaz ise 1-10 milyon TL idari para cezası,10 gün içinde bulundurulmazsa 30 milyon TL idari para cezası,3 ay süre boyunca Türkiye'deki reklam çalışmalarını durdurma cezası,
Son aşamanın birinci adımında %50 bant genişliği daraltma cezası,İkinci adımda ise %90 bant genişlği daraltma cezasıBant genişliği daraltma cezası alan şirketler, 4 saat içinde kararı uygulamak zorundalar.Kullanıcılar, mahkemeye gitmeden kişilik haklarının ihlalleriyle ilgili başvuru yapabilecekler:Sosyal ağ sağlayıcısı olan şirket, yapılan başvurulara 48 saat içerisinde dönüş yapmak zorunda. 48 saat içerisinde dönüş yapmayan şirketlere 5 milyon TL para cezası.Cezai yaptırım yerine getirilmezse 10 milyon TL para cezası Hukuka aykırı olan ve mahkeme tarafından bildirilen içerik kaldırılmaz ise doğacak maddi zararları sosyal ağ sağlayıcı şirketler karşılayacak.
SONUÇ
Sosyal Medya Araçlarının Sınırlandırılması konusunu daha iyi anlayabilmek için olayın felsefiyle başladık sonra hukuki boyutları inceledik.Sosyal Medya Araçlarının sınırlandırılması aslında hukuka uygundur şu anki düzenlemeleri anlamamız için çok yönlü bakmamız gerekir elbette ki sosyal medya araçlarının keyfi sınırlandırılmasına hepimiz karşı çıkmalıyız.
Av.Enes YILDIZ
.jpeg)
.jpeg)
.jpeg)



Yorumlar
Yorum Gönder